Efsaneye göre Âdem aleyhi selam zelle denilen hataya düşünce, Tanrı Teâlâ Cebrail aleyhi Selam’a emir buyurup, Âdem aleyhi selama cennetten çıkmasını emreder. Cebrail aleyhi selam bu emri Âdem aleyhi selama bildirir ancak insanlığın babası cennetten çıkmaz. Cebrail aleyhi selam emri tekrar bildirir, ancak sonuç yine değişmez. Tanrı Teâlâ üçüncü kez, ya Cebrail, Âdem’e Türk diliyle cennetten çıkmasını söyle deyince Âdem aleyhi selam anlayarak Cennetten çıktı. Meğer Âdem aleyhi selam Türk dilinden başka dil bilmez imiş. Latife bir yana Türk adını tarihten çıkarsanız, tarih kalmaz; insanlıktan çıkarsanız insanlık diye bir şey kalmaz. Kaşgarlı Mahmut'a göre Türk Milleti Allah'ın ordusudur ki eski Türk inancı da böyledir. ''Tanrı onlara Türk adını verdi ve onları yeryüzüne hâkim kıldı.''
Çağlara sığmayan asil milletimiz, Tanzimat’la birlikte aramıza sızmış soysuzların hile ve tuzaklarıyla yok olmayla karşı karşıya gelmiş, yıkılmadıysa da çok büyük yaralar almıştır. Ergenekon’dan bu yana Türk Milleti geçtiğimiz asır kadar esaret ve felaketler yaşamamıştır. Ayağa kalkmaya çalıştıkça da aynı yerden darbe yemeye devam etmektedir. Ancak, “Asrın baş eğdi sandığı at, artık şaha kalkıyor.” Allah’ın izniyle de bu selin önünü kesmeye çalışanlar, sularında gark olacaktır.
Bu yaşadıklarımız ne ilktir, ne de son olacaktır. Zira geçmişini bilmeyen milletler, hafızasını kaybetmiş insan gibidir. Necip Fazıl: “Kurtulur dil, tarih, ahlak ve iman” diyerek bize vaat ettiği günler inşallah çok yakındır. Bakınız 1876 tarihli Kanun-ı Esasi ne diyor: Madde: 8- ''Devlet-i Osmaniye tabiiyetinde bulunan efradın cümlesi, bila istisna, Osmanlı'' tabir olunur.'' O günün aydınları(!) İmparatorluğu kurtarmanın yolunu adeta Türklükten vazgeçmekte bulmuşlardı. Hâlbuki Türk, bin yıl bu halklara babalık yapmıştı. Kendi canını siper ederek yetmiş iki milletin ve devletin bekasını sağlamıştı. Nerde şimdi o efradın cümlesi, hani Devlet-i Osmaniye? İmame kopunca ortada ne devlet, ne de millet kalmıştı. Nerdeyse üç asırdır Türk İslam milletinin kanı su gibi akmakta, namusu kirlenmekte, göz göre göre minik yavruları bombalarla ve açlıkla toplu halde imha edilmektedir.
Herkes aklını başına almalıdır. Süslü kelimelerle, tatlı masallarla uyurken enkazın altında kâbuslarla uyanırız. Türk kelimesi, yalnızca bir ırkın adı değildir. Tek bir kelimeyle dünyanın en asil milleti, neredeyse insanlık tarihi, tarihlere sığmayacak büyüklükte ve güzellikte bir medeniyeti yok sayılmak istenmektedir. Ne demek Türkiyeli! Önce milliyetinizi söyleyin de, nereli olduğunuzu bilelim. Bir zaman bağrımıza bastığımız itilmişler, dışlanmışlar öz yurdumuzda bizi yok saymak istemektedir. Bu ne cesaret! Bu topraklar yeterince bedel ödemiştir. Daha fazlasını kaldırmaz. Ya hayır konuşun yahut da susun. Bu milletin sabrını bu kadar zorlamayın. İşiniz yoksa kendinize bir meşgale bulun.
Belki siz farkında değilsiniz ama gavurlar hepinize Türk diyor. Asyalılar, Afrikalılar, Balkanlılar, Türkoğlu Türk'sünüz. Gün gelecek Türk'ün şanlı bayrağı altında saf tutacaksınız. Tıpkı camideki gibi omuz omuza vereceksiniz. Göğsünüzü gere gere çıkın hepimiz Türk'üz diye haykırın. Dost düşman seyre dalsın. Mazluma umut olun, keferenin içine korku salın. Çıkın ki âlem er görsün.
''Ey Türkoğlu Türk yiğitleri
Bu vatanın göz bebek evlatları
Ecdadım sana emanet eylemiş
Bu vatanı düşmana verme demiş
Her yerinde nice şehit kanı var
Onlar hakkını sonra senden sorar''