“Neyleyim ben neyleyim
Kalem geldi elime, Gazze geldi dilime”
Her sabah kanlı kabuslarla uyanan gözleri sürmeli bir ceylan kafilesi, bir kuru ekmeğin, bir avuç un bulamacının, bir damla suyun ya da yalnızca bir serabın peşinde yalınayak ümitsizce yürürken gökyüzünden yağdırılan bombalarla kızgın kumlara düşmekte, moloz ve demir yığınları arasında aç ve susuz olarak parçalanarak hayata veda etmekte. Her gün ve her gece milyarlarca insan ekran karşısında eli ayağı kopmuş minik yavruların feryatlarını seyretmekte. Ah Gazze, acaba neyin bedelini ödüyorsun. Acaba kimlerin günahlarına kefaret olarak kurban ediliyorsun. Bu asırda körpecik kuzuları İsrail adı verilen kana susamış sapık katil kült bir örgütün insafına nasıl bırakabildin ey insanlık! 21. Yüzyılda nasıl bir paganizm ile karşı karşıyasın ey Gazze! Nedir suçun günahın!
Milyarlarca insan her gün hangi zevkini tatmin edeceğini düşünürken, masum Gazzeli çocuklar kameralar önünde ölüm kuyruklarında parçalanmakta, bu da yetmiyormuş vahşi katil sürüsüne bir söz söyleyemeyen alçak tiranlar, ölen masum çocukları suçlamaktadır. Neymiş efendim, büyüyünce terörist olacaklarmış… Dünya o kadar alçaldı ki, insan insanlığından utanmakta, yaşamaktan, nefes almaktan bile hicap duymaktadır. Ne yapalım ki kaderde böyle bir zilleti çekmek de varmış.
Bu nasıl bir dünya ki, her gün aç susuz yavrular yalın ayak seraba doğru yol alırken ya bir keskin nişancının mermisiyle, ya da ağır bombardıman uçağının toplu ölüm saçan bombalarıyla son nefesini vermekte. Gazze’de çocuklar karnını doyurmak için cennete uçmaya can ararken insanlık aksırıncaya, tıksırıncaya kadar tıkınmamın derdinde. Dünya bir leştir buyurdu sevgililer sevgilisi, talipleri de köpeklerdir. Gerçekten dünya köpeklere kaldı gayrı. Dünya köpeklerin oldu. Filistin’de iki ayaklı köpekler, yavru ceylanları, kınalı kuzuları parçalarken sekiz milyar da leş için birbirini yemekte. Gazze'de kimsesi kalmamış minik çocuklar kocaman yürekleriyle küçük kardeşlerini sırtlarında kilometrelerce taşırken, bizdeki zevatın kimi hırsızını, kimi de arsızını kurtarmanın telaşında. Maalesef iyi insanlar iyi atlara binip bu çöplükten çekip gittiler. Gün doğmadan neler doğar. Eli kanlı katillerin bir hesabı varsa, elbet Allah'ımızın da bir hesabı vardır.
Ben Filistin, ülkem adeta bir mezbahaya dönmüş, eli kanlı katiller peşimde dolanır. Kanımı katmadığım bir toprak kalmamış. Ne yana dönsem evlatlarım feryat eder. Yedi iklim dört yanda kardeşlerim doğranır. Enkazların altında can çekişirim. İniltilerimi duyan yok. Her gün yaralarım kanar. Her köşede sırtlanlar ciğerimi çiğner, köpekler kanıma bakarak yalanır. Yavrularım kucağımda parçalanır. Kimim kimsem kalmamış alemde. Kimsesiz kaldım medet ey kimsesizler kimsesi!
Ben Gazze, bilirim kanımı ektiğim mukaddes topraklardan, gün gelecek, yepyeni hayatlar fışkıracak. Alevlerin arasından abı hayat fışkıracak. Bir ölüp bin dirileceğim. Vahşice koparılan hayatlar ötelerde taptaze güller açacak. Bir lokma ekmeği bana çok görenler, gün gelecek kendileri de yaptıkları zulme maruz kalacak. Zalime yardım edenler ve bu zulme rıza gösterenler de günü gelinde aynıların yaşayacak. Kimsenin ettiği yanına kar kalmayacak. Ben bu kabuslardan uyanırken, alçaklar da tatlı rüyalarından uyanacak. Melunlar cehennem çukurunu boylarken cenneti ala beni güllerle karşılayacak. Elbet son gülen iyi gülecek.