• 01 Ağustos 2025 Cuma
  • Rize AÇIK
  • 00:00
    1 Ağustos 2025 İmsak: Güneş: Öğle: İkindi: Akşam: Yatsı:

Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi :

“SÜPER LİG’DE TEMSİLDE ADALET TÜRK FUTBOLUNUN GELECEĞİNİN TEMELİDİR.”

Kalkınma Odaklı Stratejik Araştırmalar Merkezi :

Türkiye’nin kalkınma hedeflerine katkı sağlamak için araştırmalar, politika analizleri ve proje önerileri üreten Konya Ticaret Odası ve KTO Karatay Üniversitesi ekosisteminin bir parçası olan KOSAM,  Türkiye Süper ligini gündeme aldı.

Süper Lig’de kulüplerin coğrafi dağılımı, yayın gelirlerine erişim koşulları ve deplasman maliyetleri çerçevesinde oluşan yapısal eşitsizlikleri incelendiği, İstanbul ve Kocaeli merkezli kulüplerin orantısız temsili; saha içi rekabetten çok, saha dışı avantajların belirleyici hale geldiği bir lig yapısının oluşmasına neden olduğu, temsilde adalet ilkesinin ortak bir gündem haline gelmesi, yalnızca Anadolu kulüplerinin değil, ligin genel yapısının sürdürülebilirliği açısından da elzem olduğu belirtilen sorunlar ve çözüm önerilerinin yer aldığı KOSAM raporunda şu görüşlere yer verildi.

Ana Bulgular:

“İstanbul ve Kocaeli, Türkiye nüfusunun yalnızca %20,8’ini oluşturmasına rağmen, Süper Lig’deki takımların %44,4’üne ev sahipliği yapmaktadır. Bu, ligde coğrafi temsilde ciddi bir dengesizliği ortaya koymaktadır.

Anadolu kulüpleri sezon boyunca İstanbul’a tekrar tekrar seyahat etmek zorunda kalmakta; çoğu zaman aktarmalı uçuşlarla 10.000 km’yi aşan mesafeler kat etmektedir. Bu durum, yalnızca fiziksel yıpranma değil, ciddi bir mali yük anlamına da gelmektedir.

Bazı kulüplerin ulaşım ve konaklama giderleri sezonluk bazda 50 milyon TL seviyelerine ulaşmaktadır. Bu maliyet, mali açıdan kırılgan kulüpler için doğrudan rekabet gücünü etkileyen bir unsur haline gelmiştir.

Sportif başarıya dayalı olarak tasarlanmış yayın geliri modeli, konum avantajıyla yapay sportif üstünlük elde eden bazı kulüpler lehine işleyecek biçimde şekillenmektedir. Bu durum, taraftar emeği ve yerel katkıyı göz ardı eden bir yapıyı kalıcılaştırmaktadır.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun bu yapısal sorunlara yönelik doğrudan müdahale edebileceği öneriler raporda ayrıntılı biçimde sunulmuştur. Kulüpler Birliği Vakfı’nın eşgüdüm, temsil ve savunuculuk işleviyle bu sürece katkı vermesi önem arz etmektedir.

COĞRAFİ YOĞUNLUK VE TEMSİLDE ADALETSİZLİK

İstanbul ve Kocaeli illeri toplamda yaklaşık 17,7 milyon nüfusa sahiptir. Bu, Türkiye genel nüfusunun %20,8’ine denk gelmektedir. Ancak 2025–2026 Süper Lig sezonunda bu iki şehirden 8 takım ligde yer almaktadır. Bu sayı, toplam 18 takımlı ligde %44,4’lük bir yoğunlaşmaya karşılık gelmektedir.

Bu temsildeki aşırı merkezileşme, sportif başarıdan ziyade medya erişimi, sponsorluk piyasası ve futbol sermayesinin coğrafi kümelenmesiyle ilgilidir. Temsilin bu ölçüde merkezileşmesi; Anadolu’daki futbol ilgisinin zayıflamasına, yerel kulüplerin taraftar desteğini kaybetmesine ve yeni kuşakların büyükşehir merkezli kulüplere yönelmesine neden olmaktadır.

KONUMSAL AVANTAJ KAYNAKLI GELİR DENGESİZLİĞİ

Süper Lig yayın gelirlerinin dağılımında sportif başarı temel alınsa da, sistemin işleyişinde bazı kulüpler, konumsal avantajlar nedeniyle rekabet ortamında yapay bir üstünlük elde etmektedir. Özellikle İstanbul’un bazı semt kulüpleri, geniş taraftar kitlesine veya sürdürülebilir sportif modele sahip olmamalarına rağmen, futbol ekosisteminin merkezinde yer almaları sayesinde saha dışında orantısız bir avantaj edinmektedir.

Bu kulüpler, büyük kulüplerin kadrosunda tutamadığı oyunculara kolay erişebilmekte; yabancı futbolcular ve menajerler açısından İstanbul, yaşam koşulları, görünürlük ve ulaşım kolaylığı açısından daha cazip bir tercih olarak öne çıkmaktadır. Böylece sportif kalite, kulübün kurumsal yapısından çok, coğrafi erişilebilirlik sayesinde sağlanmaktadır.

Bu durum, uzun vadeli planlamalarla kadro kuran ve yerel taraftar desteğine dayalı yapılarını sürdüren kulüpler için yapısal bir eşitsizlik yaratmaktadır. Nüfus ve seyirci katkısı açısından benzer düzeyde olan bazı kulüpler, yalnızca İstanbul’da yer aldıkları için daha yüksek sponsorluk ilgisi, medya görünürlüğü ve dolaylı gelir avantajı sağlamaktadır. Bu avantaj, çoğu zaman sportif başarıyla değil, konum kaynaklı tercih edilebilirlikle ilişkilidir.

Mevcut dağılım modeli, saha içi rekabetin mali güce dayalı hale gelmesine neden olmakta; yerel toplumsal karşılığı olan kulüpler sistematik olarak dezavantajlı konuma itilmektedir. Bu yapının devam etmesi, gelir dağılımı yoluyla ligde rekabeti belirleyen eşitsiz bir yapının kalıcılaşmasına yol açacaktır.

DEPLASMAN MALİYETLERİ VE ULAŞIMDAKİ COĞRAFİ ADALETSİZLİK

İstanbul’un coğrafi yoğunluğu, Anadolu kulüplerinin sezon boyunca ortalama 9.800 ila 11.000 kilometre arasında yol kat etmesine neden olmaktadır. Bu kulüplerin büyük çoğunluğu, doğrudan uçuş imkânının sınırlı olması nedeniyle İstanbul üzerinden aktarmalı seyahat etmekte; bu da yalnızca fiziksel yıpranma değil, ciddi bir mali yük anlamına da gelmektedir. Bazı kulüplerin sezonluk ulaşım ve konaklama giderleri 50 milyon TL seviyelerine ulaşmaktadır. Bu maliyet, özellikle mali açıdan kırılgan yapıda olan kulüpler için doğrudan rekabet gücünü etkileyen bir unsur haline gelmiştir. İstanbul merkezli kulüplerin ortalama deplasman mesafeleri ise çok daha düşüktür.

Bu farklılık, sadece saha içi yorgunluk değil, finansal sürdürülebilirlik açısından da yapısal bir eşitsizlik yaratmaktadır. Coğrafi konumdan kaynaklanan bu farklılık, saha dışı maliyetlerin sahadaki rekabeti etkileyen bir unsur haline geldiğini göstermektedir.

SOSYAL YANSIMALAR VE FUTBOLUN YERELDEN KOPMASI

Temsildeki dengesizlik, futbolun yerel köklerini zayıflatmakta ve taraftar bağlılığını büyük şehir merkezlerine doğru kaydırmaktadır. Büyükşehirde kurulan kulüplerin görünürlüğü artarken, taşrada futbolun sosyal karşılığı giderek Ayrıca, taşradaki futbolcuların profesyonel seviyeye çıkma imkânları daralmakta; yerel kulüplerin rekabet gücü zayıfladığı ölçüde, gençlerin futbol kariyeri tercihleri de olumsuz etkilenmektedir. Bu durum, yalnızca rekabet ortamını değil; Türkiye’nin futbol üretim potansiyelini de tehdit eden bir dinamiğe dönüşmektedir.

POLİTİKA ÖNERİLERİ

1- Bölgesel Temsil Teşvik Sistemi Kurulmalı Temsilde coğrafi dengeyi teşvik etmek için, Süper Lig düzeyinde temsil gücü düşük illerden gelen kulüplere yönelik tesisleşme, eğitim ve kurumsal gelişim teşvikleri içeren yeni bir destek modeli geliştirilmelidir.

2- Yayın Gelirlerine Temsil Denge Katsayısı Eklenmeli Yayın gelirlerinin dağıtımında sportif başarı kadar, kulübün temsil ettiği şehrin futbol iklimi, taraftar katkısı ve kurumsal sürdürülebilirliği de hesaba katılmalıdır. Beklenen Etki: Bu model, merkezdeki konum avantajını sınırlayarak, yerel karşılığı güçlü kulüplerin yayın gelirinden daha adil pay almasını sağlayacaktır.

3- Deplasman Ulaşım Destek Fonu Kurulmalı İstanbul aktarmalı seyahat yapmak zorunda kalan kulüplerin ulaşım ve konaklama maliyetleri için Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde özel bir fon kurulmalı; bu yükün rekabeti bozucu etkisi giderilmelidir.

4- Yerel Destek Temelli Bonus Modeli Uygulanmalı Seyirci ortalamasının yanında kulübün şehir içi desteği, sosyal aidiyet düzeyi ve bölgesel etki gücü gibi kriterleri de içeren yeni bir bonus sistemi oluşturulmalıdır. Beklenen Etki: Yerel toplumsal tabana sahip kulüplerin katkısı teşvik edilecek, geçici kadro avantajı ile konum temelli üstünlüklerin etkisi dengelenecektir.

5- Medya Yayınlarında Bölgesel Denge Kriteri Getirilmeli Lig yayınlarının planlanmasında, sadece büyük şehir kulüplerinin prime-time’a yerleştirilmesinden ziyade, temsil çeşitliliğini artıracak yayın politikaları benimsenmelidir.

6- Havayolu ve Konaklama Anlaşmaları Yoluyla Deplasman Maliyetlerinin Azaltılması Türkiye Futbol Federasyonu, Türk Hava Yolları, Pegasus gibi ulusal havayolu şirketleri ve İstanbul’un her iki yakasında yer alan otel zincirleriyle çerçeve anlaşmalar yaparak kulüpler için özel indirimli uçuş ve konaklama paketleri oluşturmalıdır. Bu anlaşmalar kapsamında federasyon, gerektiğinde mali katkı sağlayarak kulüplerin bu imkânlardan yararlanmasını kolaylaştırmalıdır.

Beklenen Etki: Kulüplerin ulaşım ve konaklama maliyetleri doğrudan azaltılacak, deplasman yükü daha öngörülebilir ve yönetilebilir hale gelecektir. Böylece mali açıdan kırılgan kulüpler için saha dışı faktörlerin rekabet üzerindeki olumsuz etkisi önemli ölçüde hafifleyecektir.

KULÜPLER BİRLİĞİ’NİN ROLÜ: KOORDİNASYON VE SAVUNUCULUK

Kulüpler Birliği Vakfı’nın doğrudan icra yetkisi bulunmamakla birlikte, eşgüdüm, savunuculuk ve politika takibi konularında önemli bir rol üstlenmesi mümkündür. Temsilde adalet ilkesinin ortak bir gündem haline gelmesi, yalnızca Anadolu kulüplerinin değil, ligin genel yapısının sürdürülebilirliği açısından da elzemdir.

SONUÇ

Süper Lig’de saha dışı etkenler, saha içi rekabeti biçimlendiren bir yapıya dönüşmektedir. Temsildeki coğrafi dengesizlik, yayın gelirlerinde yapay farklar oluşturan sistem, yüksek deplasman maliyetleri ve taraftar katkısının görmezden gelinmesi; futbolun saha dışında çözülmeye başladığını göstermektedir.

Bu raporda sunulan öneriler; yayın gelirlerinin daha adil paylaşımı, deplasman maliyetlerinin fon ve stratejik anlaşmalar yoluyla azaltılması ve yerel futbol kültürünü güçlendiren destek mekanizmalarının hayata geçirilmesini kapsamaktadır.

Türkiye Futbol Federasyonu’nun liderliğinde, kulüplerin ortak iradesiyle uygulanacak bu adımlar; yalnızca kulüpler arası adaleti sağlamakla kalmayacak, ligin ekonomik sürdürülebilirliğini de güvence altına alacaktır.

Temsilde adalet; rekabetin, toplumsal sahiplenmenin ve Türk futbolunun geleceğinin temelidir.” 

 

Bu habere ifade bırak!

  • 0
    KIZGIN
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    HAHAHA
  • 0
    ALKIŞ
YORUM EKLE