• 01 Eylül 2025 Pazartesi
  • Rize AÇIK
  • 00:00
    1 Eylül 2025 İmsak: Güneş: Öğle: İkindi: Akşam: Yatsı:

ESKİ RİZE’NİN ESKİMEYEN ALIŞKANLIKLARI

YANLIŞA SUSMAYAN HAİN İLAN EDİLDİ

ESKİ RİZE’NİN ESKİMEYEN ALIŞKANLIKLARI

Yerel gazeteci memleketine katkı sağlamak gayesiyle ahlakı kuralların dışına çıkmamak suretiyle muhalif durur. Belki de bu mantıktan hareketle Merhum Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz’ın siyasette en popüler olduğu dönemlerde ben yerel bir gazeteci olarak Anavatan Partisi’ne muhalif durdum. O zamanlar siyasette muhaliflikte güzeldi. Gün boyu muhalif sorular sorduğunuz siyasiyle akşam bir yerde oturup sohbet edebiliyordunuz. Mesut Bey, yargıya, sendikaya karışmadı. Memleketi Rize’ye geldiğinde şehri heyecan sarardı. Koruma ordusu yoktu. Çünkü o Rizelilerin koruması altında idi.

HER DÖNEM İKTİDAR OLANLAR

Eyüp Aşık Çaydan sorumlu Devlet Bakanı idi. Onun Rize ziyaretlerini önceden haber alır, peşinden koşar, çaycının, Fadime halanın sorunlarını kendisine iletirdim. Merhum Nihat Mete bir basın toplantısında çaycının sorunlarıyla ilgili duyarsız davranan gazetecilere tepki gösterip “Niye sorunları bakana iletmiyorsunuz” demişti. “Kendisini bulamıyoruz” diyen gazetecilere beni göstererek “ habu buliyini. Bu koşayı bakan koşayi sorunları iletiyi” demesi benim için gurur verici bir durumdu. Bugün yanlışlara kayıtsız kalan gazeteciler o günde gücün yanında idi ve iktidara metiye düzüyorlardı

DÜZENİN KARA NİMETLERİNE YENİLEN ESKİ MÜCAHİT YENİ MÜTAHİTLER

"Bu gidişat yanlıştır, yerine düzgün bir model getireceğiz, adil düzeni hâkim kılacağız" diye yola çıktılar. Biz de halis bir niyet ve tam bir teslimiyetle kapı kapı ev ev dolaştık, davaya hız ve eleman kazandırmaya çalıştık. Temiz bir kalple inanmışız. Şimdi Reisin fanı olduğunu unutup ona toz kondurmayanların ona ve bize torba bot dediği zamanlar. Yine bir gün afiş asıyoruz. Nefes nefese ter su içinde. Merkez ilçe başkanımız Muammer Korkmaz gülerek 'Allah bize iktidarı nasip etmesin diyor. O zaman tepki koyduğum durumu bugün tabloya bakınca çok iyi anlıyorum. Masaya kasaya nisaya yenildik... Nisa için teşkilattan kovulanlar camii yapımına sığındılar. Ve sonra gördük ki masaya, kasaya ve nisaya yenilen bir curuha hizmet etmişiz.

ALLAH RIZASI MI? KULUN RIZASI MI?

Allah rızası için çıkılan bu yolda bir kulun rızası baş tacı edilmişti. Daha önce haram sayılan, uzak durulan, bozuk dedikleri düzenin kara nimetlerine yenilen mücahitler mütahit oluvermişti. Daha önce kendileriyle mücadele eden ve kendilerine torba bot diyen Anap’ın güç severleri de iktidar gemisine atlamışlardı. Güverte ya da kenarda değil geminin en lüks kamaralara yerleştiler. “Bu gidiş yanlış tarikatın cemaatin parayla ne işi olur. Hastane, market, mola tesisi, benzin istasyonu her alanda varlar. “Huzur İslam’da çokça kullanılan bir slogan iken huzur parada, huzur ibanda haline geldi” dedik. Bize hain paftası vurulur oldu. Çayeli’nde Gübre pahalı ne yapacağız diyen adama ekmeğiyle adamın geçim kaynağıyla alay eder gibi o zaman az gübre ver diyen adamlara hayatı önem verildi. Rize’de aman onla takılma fişlenirsin diyen, o görüşe savaş açan gazetecilerin günümüzdeki durumlarını hayretle izliyorum. Ey güç nelere kadirsin.

GÜL YETİŞTİRENİN DİKENLE İŞİ NE

Bir konuma gelen insanlar orada ego ile hareket etti. Kibirle yol aldı Kişisel kinine nefretine bakışına, çalıştığı kurumu sendikayı, fabrikayı, Rizespor’u alet etti. Düne kadar karşınızda olan, her gelen başkana yalakalık yapıp giderken yolda bırakan ile, altın varken bakırla yol alındı. Etkinliklerde hep aynı yüzler yer aldı. İstanbul’da bin bir emekle oluşturulan memleket dernekçiliği yok edilerek dernekler siyasetin arka bahçesi haline getirildi.  Protokollerde boy gösteren insanlar hep aynı isimlerdi. Laf taşıyan yalakalık yapan el üstünde tutuldu. Gül yetiştiren adam olmak yola çıkıldığı söylendi ama etraf diken doldu. Çayı bardakta görse kırmızı su sanacak ismin atanmasıyla ÇAYKUR yönetim kuruluna ayar çekildi. Toplumsal katkı yerine çıkar ilişkileri tercih edildi. Ne oluyor? Ne yapıyorsunuz? Diyene hain gözü ile BAKıldı. Yönetimlerde kurullarda eş dost akraba ilişkisi öncelik taşıdı. Hızlı, pek ödünsüz, pek heyecanlı radikaller zamanla kayboldu. Yükünü tutan tuttu. Halis temiz kalanlara etrafı yakınları “Allah’ın safı bak falanca aldı yürüdü. Ya sen” gibi takılır oldu.

HAKLISIN AMA KONUŞMA

Adam bulamazdık adam afiş asacak çileye aday olacak adam. Şimdi o gün bize torba .... diyerek beni fişleyenler masa nisa kasa için kapışıyor. Kibir adam kayırma ötekileştirme aklımızın ucunda bile yoktu. Sonra o kaçak yolcular baş tacı edildi. Bizim haklı eleştirilerimiz ciddiye alınmadı. Meclis üyeleri es dost akraba ilişkileriyle seçilir oldu. Zengin baş tacı edildi. Gariban kapıda bekletildi. “Fatih Kardeşim çok haklısın ve güzel işler yapıyorsun ama bir de eleştiri yapmasan ne iyi olur” diyenler arttı. Yalakalıkla kalınmadı ses çıkaran rahatsız eder oldu. Ben dert edeceğim üzüleceğim mücadele edeceğim. Adam bir yere gelecek garibanın derdi ile dertlenmeyecek kibirle bakacak insanlara. Hadi orda hadi ordan. Günah işleme özgürlüğümü hiç kullanmadım. Haklı güçsüz da olsa yanında, haksız güçlü de olsa karşısında olmayı şiar edindim…

 

Fatih Sultan KAR / İST.

Bu habere ifade bırak!

  • 0
    KIZGIN
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    HAHAHA
  • 0
    ALKIŞ
YORUM EKLE