Zaman zaman sokaktayız.
Sokağın nabzını tutmak önemli.
Kim ne diyor?
Neler düşünüyor?
Neler oluyor?
Tabii insanları dinlerken bazı insanlarda kendileri başlıyor konuşmaya;
- Gazeteci değil misin yaz. Şu Rize trafiği ne olacak? Rize’ye hizmet edilmiyor, adamı olan işini çeviriyor. Rizeli siyasetçiler ne iş yapıyor? İki çiçek dikme ile belediyecilik olmaz. 10 numara projeler niye hayata geçmedi? Kitapçık hâle elimizde; günü geldiğinde hesap sorarız. Toptancılar sitesi önündeki atık toplama merkezi çevreye pis koku yayıyor. 15 yıldır söylüyoruz kimse bizi dinlemiyor.
Vs vs bir çok konuda şikayetler var.
“ Sen yaz gazeteci, bir tek sen yazabilirsin. Diğerleri zaten yazamaz, senin kalemin iyi”
Birde gaz veriyorlar. Evet ben yazarım. Ancak birileri konuşursa ben yazarım. Gördüğüm gerçekleri ben yazarım. Yazdığım gerçeklerin alternatifi, olumlu şeklini de yazarım. Eleştirdiğim bir konunun eleştiri yönü ile doğru yapılması gerekenleri de yazarım.
Geçtiğimiz günlerde trafik karmaşasını yazdım, ancak olması gerekeni de yazdım. Gerisi olması gerekenlere yeni bir yön bulmak veya olması gerektiği gibi yapılmasını sağlamak.
Sokakta gören dert yanıyor. Olan derdin yanması normal. Ancak derdi yandığında;
-Hadi gel senin resmini çekelim ve söylediklerini yazayım dediğimde…
Olmaz! Beni çekme, sen yaz, ben bunları sana anlattım ya; sen kafana göre takıl. Bunlar önemli meseleler. Ben siyasetçiler ile karşı karşıya gelmek istemiyorum. Ama sen yazarsın, sen kimseyi takmasın gibi…
birde gaz verenler var.
Sokakta yürürken seni alı koyarlar, birde kolundan tutarlar ki tam dinle diye, ardından “Beni yazma, AK Partililer bana kızar”
Burası Rize.
İnsanlar dert yanar, dertlerine devayı senden ister. Kendi derdini sen dert edeceksin, kendisi ön plana çıkmayacak.
Haftada bir gün gazetemiz yok. Pazar günleri çıkmıyor ve Cumartesi şehirde tur atalım dedik. Dert dinlemeden, kendi derdimizi unuttuk. Bizim camianın içinde olan bazı şerefsizler ise dert dinlediğimi gördü, yön değişti. U dönüşü yaparak geri istikamete gitti. Nedenleri belli. Şerefsize şerefli diyecek halimiz yok. Şerefsizliğin madalyası olsa bunlar en büyüğünü almış olurdu.
Onlara artık takılmıyorum. Gereği kadar onlara takıldım; her türlü hakareti aldılar ama TEK kelime çıkmadı. Onlar madalyalı şerefsizler.
-Rize ne olacak, Rizespor ne olacak? Seçimlerde kimler aday, Rize’nin sorunlarını sence kim çöze? Kasap çalışıyor, yeniden aday mı?Hasan Karal aday olur mu? başka aday var mı?
sorular da sorular.
Tabii şikâyetçi değiliz.
İnsanların merakları var ve meraklarını gidermek istiyorlar. Dilimiz döndüğünce, bilgimiz olduğunca zaten gazete de paylaşıyoruz. Bizim insanımız birebir sormayı daha makbul görüyor.
Ama tek kusurları şikâyet ettikleri konularda SEN YAZ demesi.
BİZİ KARIŞTIRMA demesi…
Zaten bunun böyle olacağını biliyorum. Çünkü 35 yıldır bu böyle…
Ne diyelim, iyi hafta başları ve iyi mesailer diliyorum.