Aklıma rahmetli Barış Manço geldi. Hani çok meşhur bir şarkısı var “ Yaz dostum, su üstünde yazı yazsam kalır mı?”

Bizde yazıyoruz, ama gazete ve sitemizde. Su üstüne yazı yazmıyoruz; su üstünde yazı yazsak kalmıyor. Ancak bizim yazılarımız sanki su üstünde yazılıyor gibi bir imaj kazanıyor.

Önce 10 Ocak Çalışan Gazeteciler günü nedeniyle bizleri hatırlayan ve bir araya getiren Rize Valisi Kemal Çeber ve Belediye Başkan Yardımcısı Saffet Kopuz’a teşekkür etmek istiyorum. Arkadaşlarımın işleri yoğunluğu nedeniyle anca böyle bir günde sıcak bir ortam bulabiliyoruz. Yine akşam yemeğinde her yıl bizi hatırlayan ve asla gününden vazgeçmeyen Çayeli Bakır işletmelerine teşekkür etmek istiyorum.

….

Dönelim konumuza.

Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, Cumhurbaşkanının ismini taşıyor ve bunun başında bulunan kinci, kinci olduğu kadar FETO ile çeşitli dönemlerde bağlantısı olan, onların yurdunda kendi dahil çocuklarını yetiştiren bir Rektör var.

Hüseyin Karaman…

Hatırlatmak için söylüyorum.  Hakkında birçok dosya açtım ve yazdım. Ama TIK yok, kimsenin umurunda değil. FETO ile mücadele eden Cumhurbaşkanının bu yazıları görmesini çok arzu ederdim.

Kendi ismini taşıyan üniversitede kim yetkili?

Cumhurbaşkanının emri ile Rize’ye gelen birçok isim neden Rize’den ayrıldı? Neden Rize’de hastanede görev yapmıyorlar. Anjiyo olacak hastalar bile artık Rize’de anjiyo olmuyor. Başka illere gidiyorlar.

Hani araştırma hastanesi örnek bir hastaneydi, Hani Cumhurbaşkanının ismini taşıyor ve sağlık hizmetlerinde öncü bir isim olacaktı?

Olacaktı amaaaa

Rektör buna izin vermiyor!

Başarılı hocalara çeşitli iftiralar takarak onları Rize’den soğutuyor ve gönderiyor.

Her giden hekim beddua ederek gidiyor. Elbette bunu siyasiler görmekte, birde Cumhurbaşkanı görebilse.

Biz yazmaya devam edeceğiz, yazacağız da.

Bazı şerefsizler birilerinden talimat aldığımı savunmakta. Onlara buradan söylüyorum, Rektör ile ilgili elinizde belge varsa verin, yazmazsam işte o zaman kırmızı yazı ile yazdığım şerefsizler yazısını kendim için yazacağım.

O şerefsizlere tekrar söylüyorum.

İYİ OKUYUN!

“Ben Rize’de doğdum, burada öleceğim ve burada mezarım olacak. Rize’ye kim zarar verirse karşısında olurum ve oldum. Bundan sonda da bu böyle olacak. Kıçınız varsa haksızlıkları siz yazın. 3-5 kuruşa kendinizi satmayın. Dürüst olduğunuzu söylüyor veya savunuyorsanız. Elinizdeki belgeleri kimin hakkında olursa olsun verin”

Bizim kimseye minnet borcumuz yok ve olamaz. Bu kalem 35 yıldır hiç eğilmedi ve ezilmedi…

Kimse de ezemez!