Cumhuriyet ile birlikte Atatürk ün harf devrimi yapmasından sonra Türkçe dilini kullanmaya başladım, Arapça dan döndüğümüz Türkçe dilinde ulus olarak bu dili benimsedik. Ülkemizde daha önce 32 milletten insan vardı. Tabii bu şimdi artmaya devam etti. Afrika ülkelerinden tutun , Arap ülkeleri, Batılı ülkeler, doğu ülkeleri derken dil sayımız Dünya dillerine ulaştı.
Ülkemizin ismi TÜRKİYE, şayet bu ülkede yaşıyor isek ve ana dilimiz Türkçe ise o halde, yabancı sevdalığı niye?
Sokakta yürüdüğümüzde iş yerlerinin isimlerine bakalım, her sokak veya caddede yabancı isimler, İngilizce isimler, çeşitli ülkelerin dilinde isimler, ne kadar meraklıymışız bu isimlere, yerli halkın hiçbir şey anlamadığı bu isimlerin manalarını bile bilmediklerinden eminim.
Mağazalar, iş yerleri, inşaatlar, otel, kafeterya, dinlenme tesisleri ne ararsan baktığımızda hepsi yabancı isimler.
Açıkçası nerede yaşadığımızı unutuyoruz, Sanki yabancı bir ülkede sokakta geziyoruz, bu ne kadar bir hasretlik.
Millet olarak özümüz, sözümüz bir, peki bu sevdalık neyin nesi, insanlarımızın manalarını bilmediği bu iş yerlerinde konulan isimlerin doğru olmadığını düşünüyorum.
Manalarını bilmediğimiz bu iş yerlerine girmek bile insanları tedirgin etmekte, artık bu sevdalıktan vaz geçmemiz gerekiyor.
Hani bir söz vardır” Bilmediğin atın arkasına geçmeyeceksin” insanlar olarak bilmediğimiz iş yerlerine giriyoruz. İsimler, logolar neyin nesi.
Bu ülkede yaşamanın bir bedeli var, neymiş bunlar, vergi vermek, askerlik yapmak, toprağına sahip çıkmak. Bu iş yeri sahiplerinin vergi vermediğini söylemiyorum, askerlik yapmadıklarını da söylemiyorum, toprağına sahip çıkmadıklarını da söylemiyorum. Peki isim hastalığı neden?
Bir ara yabancı isimlerin kaldırılması için alınan bir karar vardı, belli bir süre isimler kaldırıldı, ardından yabancı sevdalığımız artarak gitti.
Bu ülkede yaşayan, bu ülkede askerliğini yapan, bu ülkeye borcunu ödeyen 780 bin Kilometre kare sınırlar içinde yaşayan Kurt, Laz, Çerkez, Gürcü veya kim olursa olsun insanlar kendi bölgelerinde bu isimleri verebilir. Çünkü kendi insanına hizmet ediyor. Ama bunun karşısında İngilizce veya başka bir dilin verilmesini doğru bulmuyorum.
Bu tür isimleri verenler ile konuştuğumuzda kendilerinin büyük bir milliyetçi veya ülkesini seven olduklarını söylerler, peki o zaman isim hastalığı niçin?
İlaçların ismi olabilir, her ülke kendi ilacına ismini verebilir, yurt dışından ülkemize gelen ürünlerin elbette ismini değiştiremeyiz.
Ama bu ülkede üretilen, bu topraklarda çıkan ürünlerin isimlerini kendi öz dilimizde vermemiz gerekiyor. Bu ülkede yaşıyor isek, bu ülkenin ismini iş yerlerimize koymamız gerekiyor.
Bazen gazetelere atılan meyillere bakıyorum, yabancı terimlerin içinde olduğu haber metinlerinde aynı sevdalık var ve bunları atan kurumların bunun Türkçesini yazması gerektiğini düşünüyorum.
Dünya bu ülkeye hayran olurken, bizler başka ülkelerin isimlerine hayran oluyoruz, özümüz, sözümüz kendi dilimiz olmalı.