Üretmek isteyen ve üretene destek, peki nasıl olacak, Rize de çok iş yapmamız çok, tabii sadece eleştirme yerine ne yapmak gerek onu da ortaya koymamız gerekiyor.
Her gittiğimiz yerde, mutlaka eleştiriler geliyor, Gazeteci şunu yaz, bunu yaz, şu yanlış, bu olmadı, yaya kaldırımlar işgal altında, esnaf sokağa taşmış, esnaf kendi önünü kapatmış, tamam bunları anlarız, Zabıta ekipleri gereğini yapmalı, ona katılırım.
Belediyeyi eleştirirken önce küçükte olsa aynaya bir bakalım, biz neler yapıyoruz, kurallara ne kadar uyuyoruz. Başkalarını eleştirirken kendimiz ne kadar doğru yapıyoruz. Bir söz vardır, “ Her kes kendi iş yerinin önünü temizlerse bir şehir temiz olur” önce kendimize bir bakalım. Biz sorumluluklarımızı yerine getiriyor muyuz, Çöplerimizi nereye atıyoruz, içtiğimiz sigarayı nereye atıyoruz. İş yerimizi sokağı ne kadar taşıdık. Bunları kendimize sormamız gerek.
Elbette olumlu eleştiriler her zaman iş yaptırır, kasıtlı eleştiriler ise bıktırır, Belediye Başkanı ile yaptığımız ilk basın toplantısında şu soruyu sordu bize “ Hizmet ile ilgili soru soracaksanız alternatifini de söyleyin”
Başkan haklı, hizmet beklemek kolay, bu işin maddi bir yanı ayrı tarafa, diğer hizmet yanı ayrı, şehre bir şey yapılacaksa Başkan ben yapayım demiyor. Birlikte yapalım, önerilerinizi bekliyorum demekte.
Rizeliler olarak iyiyi de kötüyü de eleştirmek bizim huyumuzda var, acaba çekememezlik mi, yoksa küçümseme mi?
Sokak ağzı elbette durmaz, eleştirir, yerden yere vurur, ama üretime sıra gelince kendi menfaatleri doğrultusunda üretir.
Yok, öyle yağma, kimin hangi kanatta oynadığını artık iyi öğrendik, Kimin ne için konuştuğunu çok iyi anlıyoruz. Artık Papaz her zaman pilav yemiyor. Kuru fasulyeli olsun.
Yine sokaktayım ve birçok kişi kendi doğrusunu anlatmaya çalıştı, Şunu yaz, Bunu yaz, şurası yanlış, burası doğru değil gibi bir sürü belediye eleştirisi.
Ben de onlara,, çözümü sizler söyleyin deyince “ O belediyenin işi, belediye düşünsün, onca insan çalışıyor orda” diye cevap verdiler. Elbette ben proje adamı değilim, mühendis veya mimar hiç değilim ancak kendi tecrübelerim ve yaşamım içinde yaşadıklarım ile o tip insanlara cevabı vermekte gecikmiyorum.
Bugün ki manşetimde daha önce Bakırcı döneminde dile getirdiğim üst geçit altları konusu vardı, ardından Reşat Kasap ile konuyu yeniden görüştüm, Rahmi Metin e de aktardım. Üst geçit altları Karayollarının olduğunu her zaman söylediler. Bunu bizde biliyoruz. Sormak gereken şu “ Trabzon meydan da bulunan Tanjant yolu üst geçidi kimin” orada dolmuş durakları bulunmakta, şehir içi dolmuşlar oradan kalkmakta, neden sahilimizi daha güzel hale getirmeyelim, neden şehir içinde tüm taksileri üst geçidin bir tarafına, dolmuş durakları diğer tarafa almayalım. Onları taşıdığımız taktirde sahilde çocuklarımız için daha büyük alan açılacaktır. Tabii kimseler konmaz ise….
Trabzon bunu başardıysa neden biz başarmayalım, Her taksi durağına bir zil ile neden vatandaş zil ile taksi çağırmasın. Başkan bu konuyu bir daha düşünelim olur mu?