Rize son yıllarda turizm yönünden gelişmeye başladı. Yeni alanların bulunması, yol ağlarının açılması ve alt yapı hizmetlerinin büyük ölçüde halledilmesi ile birlikte önceki yıl ilimize bir milyona yakın turist geldi.
Peki, biz buna ne kadar hazırız?
İnsan olarak, yatırımcılar olarak, Rizeliler olarak ne kadar turizmin canlanmasını istiyoruz? Rize Türkiye’nin en küçük ili, Rize nüfus olarak, coğrafya olarak küçük il olabilir, ancak turizm yönünden zengin bir il.
Ülke genelinde bir buçuk milyon nüfuslu bir il olmamıza rağmen Süper ligde takımımız olmasına rağmen, ülke yönetiminde ilk sırada olmamıza rağmen maalesef kendimizi geliştirmekte zorlanıyoruz.
Bürokrat ve siyasetçilerimiz gayretleri ile turizmi geliştirmeye çalışırken, biz gazeteciler turizm değerlerimizi ön plana çıkartmaya çalışırken maalesef müessese sahipleri ise kazık atma peşinde.
Turisti KAZ olarak gören zihniyet aslında tüm değerlerimize zarar vermekte. Siyasetçimize, Cumhurbaşkanımıza, bürokrat ve yerel yöneticilerimize zarar vermekte. Bunca haberler yaparak ilimizi tanıtmaya çalışan gazetecilerimize bile zarar vermekteler.
Buna dur demek yine yöneticilerin, bürokrat ve siyasetçilerin görevi. Geçtiğimiz Cumartesi ve Pazar günü Ayder Festivali oldu. 15 bin kişi bu festivali izledi. Yoğun bir katılım olmasına rağmen o bölgede esnafların kazık atmaları hiç te onaylanacak bir davranış değil.
El insaf demek istiyorum!
İki bardak çay 20 TL olur mu? Bir muhlama, 3 balık, bir salata 400 TL hiç olur mu?
El insaf yine, tuvalet 1,5 TL olduğu yerde binlerce kez el insaf demekten başka kelime bulamıyorum. Pansiyonların gecelik 300 TL aldığı bir yerde el insaf demek istiyorum. Hadi 300 TL aldın, sabah kahvaltısında 3 zeytin, küçücük bir peynir ile kim kahvaltı eder?
Yine el insaf demek istiyorum!!!
Artık köklü bir çözüm gerek…
İnsanları enayi yerine koymamak gerek. Kendi ayaklarına kurşun sıkan bir Ayder topluluğu ve böyle giderse Ayder artık gözden çıkacak. Gönülden uzak kalacak. İnsanları enayi yerine koyan bu zihniyet artık zihniyetini değiştirmeli.
Oradaki esnaflara diyeceğim tek şey var…
Attığınız bu kazıkları başka yerde size atsalar sesiniz çıkar mıydı?
Önce onun cevabını verin.
İğneyi başkasına çuval iğnesini kendine sokmalısın…
Artık kendinize gelmeniz gerek, yarın çok geç olabilir.