Turizm sezonu…

Hem de yoğun yaşandığı bir sezondayız. Bazı yerlerde doluluk oranları yüksek, bazı yerlerde ise eh idare eder. Bazı yerlerde ise idare etmez seviyede.

Peki, neden böyle?

Neden bazı yerlerde turistler yoğunlukta bazı yerlerde ise yok denecek kadar az?

Elbette bu soruyu oralardaki turistik tesis sahiplerine sormak gerek…

  Rize’de belli yerler var. Turist çeken, turistlerin uğrak yeri…

Bunları hepimiz hemen hemen biliyoruz. Tabii keşif edilmemiş yerlerimiz de var. Zaman içinde alt yapıları oluştuğunda bu bölgelerimizde turizme açılacak. Son zamanlarda Çat Vadisi, Çağranyaka, Anzer ve bazı bölgeler biraz daha fazla ilgi görmeye başladı.

   Ancak bazı tesis sahipleri memnun olurken, bazıları ise memnuniyetsizliklerini dile getiriyorlar. Hatırlamak gerek. Bir ara Ayder yaylasında aşırı derece de fiyatların yüksek olması ile turistler günü birlik ziyaretlere başlamıştı. Ne konaklama, ne yemek, ne de alış veriş yapmamaya başlamışlardı. Tabii bunun sorumluları o yörenin halkıydı ve kendine çeki düzen vermeye başlayınca Ayder eski kimliğine kavuşmaya başlamıştı.

Turist nedir? Diye sorduk…

Bazıları için turist:

Yolunacak kaz, enayi insanlar, bir daha gelmeyecek olan varlıklar gibi vs terimler ile adlandırılabiliyorlar.

Peki…

Sormak lazım bu tip düşünceye sahip olanlara!

Bir turist ne demek diye…

   Bir turist bin turist demek. Bazı geri zekâlılar bunu anlamakta zorlanabilir. Bazıları ise günü kurtarmanın peşinde olabilir. Ama hiç kimsenin komşusunun kazancına engel olmaya hakkı yok. Serbest ticaret diye kimsenin kimseye kazık atmaya da hakkı yok.

 Yıllar önce AA’dan bir arkadaşım ile Andon’a gittik. Derme çatma bir yerde oturduk. Muhlama yedik ve adam bayat ekmek ikram etti; başka ekmek yoktu çünkü. Bugünün parası ile bizden bir muhlamaya 100 TL istedi.

Anlayış bu olmamalı, anlayış; geleceğe bakarak hareket etmeli.

    Bir gecelik otel parası 800 TL olmamalı. İşte o zaman işçinin maaşını veremeyecek durumda olursun. Bunun örneği Rize’de var ve her şeyi para gören bir zihniyet de var. Bulunduğu yerde ki yöneticilerden bile tepki alan tesis var.

    Az olsun, benim olsun mantığı yerine; sürekli olsun, bizim olsun, bu bölgenin olsun demek varken; bugün olsun çok olsun mantığı asla kazandırmaz. Aksine çevrene ve bölgene zarar verirsin.

  Turist yontulacak kaz değildir. Turist aldığı hizmetin karşılığını veren, kültürlü insandır. Kazığı yediğini anladığı an, o yöre onun için bitmiştir.

    Ekonomik krizin dünyayı kavurduğu bugünlerde az ve öz ile yetinmesini bilmemiz gerek. Bazen çok isteriz ancak az bile bulamadığımız günler olabilir.

    Turist gelmiyor diyerek ağlama yerine, neden gelmiyor sorusunu kendimize sormamız gerek. Aksı takdirde akşama kadar personele bakar, bahaneler üretmeye başlarız.

   Değerlerimize ve halimize şükür etmesini bilmeliyiz. Çok kazanma yerine, sürekli kazanmayı tercih etmemiz gerektiğini düşünüyorum.