Okul çağlarında bazen yanlış yazdığımızda öğretmenimiz bize “ O yazı olmadı, temiz bir sayfa açın” diye söylerdi.
Her konuda temiz sayfa; siyasette, bürokraside, esnaflıkta ve her konuda temiz sayfa sözü insanların beyninde ve hareketlerinde bulunur.
Bazen bir daireye gittiğimizde memurun; kulakları asık, morali bozuk, dertli mi dertli görürüz. Kimse cesaret edip de “ Ne derdin var” diye sormaz. Bir an önce işinin olması için baskı yapar. Baskı da olmazsa hemen siyasilere giderek şikâyetlerde bulunur ve o memur için olmadık kelimeler kullanır. İnsanların dertlerini, sorunlarını bilmeden yargılamak doğru değil.
Bazı bürokrat ve memurlar var ki, bunlar temiz sayfa yerine alışa gelmiş ilkel şartları kullanmakta ısrar ederler.
Temiz sayfa açalım; kelimesi zaman zaman hayatımızda rast geldiğimiz kelimeler.
Bazı kurumlarda alışmadığımız ortamlar olabilir. Bazı resmi kurumlarda ise yine alışmadığımız ve aşırı ilgi gördüğümüzü görebiliriz. Önceki gün sanalda bir görüntü izledim. Zabıta bir fırını denetlemeye çıkmış, oldukça alçak gönüllü ancak karşısındaki sürekli şikâyetlerde bulunmakta. Memur ise yine alttan alarak hitabına bile dikkat etmekte. İş yeri sahibi ise başka fırıncıları şikâyet ederek “ Onları bakın, ruhsatsız yerleri denetleyin, benim ruhsatım var” diyerek yüksek sesle memura konuşmakta. Ara sıra yandan yine zabıta memuruna laf sokanlar var. Memur ise gayet sakın bir şekilde ekmek gramajını ve fiyat uygulamasını sormakta.
Fırıncı ısrarına devam ederek, başkalarını denetle mantığı sürdürmekte ve zabıta memurunun sakin davranmasına ısrarcı kelimelerle sert karşılık vermekte.
Nihayet zabıta memuru derdini anlattı ve ekmek gramajlarını bakarak ekmeğin 1.25 kuruştan satılması gerektiğini bunun üstünde satılmasının yasak olduğunu söyledi.
Burada memura teşekkür etmek gerek. Alçak gönüllülüğünü ve görev aşkını tamamlamak için sürekli beyaz sayfa açmasına rağmen karşısındaki çizik atmaya devam etti.
Hayatımızın içinde bu tip insanlara rastlamak mümkün. Beyaz sayfayı tek yönlü açmak ne kadar doğru? Sayfa açılırken yazan da doğru yazmalı. Yeni yeni sayfalar açmadan insanların karşılıklı birbirini anlaması gerek.
Kin, nefret, küskünlük, alınganlık bizim adeta prensibimiz oldu. Peki bunun tersini hiç düşündük mü?
İnsanların ne kadar haklı olduğunu, ne kadar doğru olduğuna hiç baktık mı? Bazen haksızlığı kabul etmek erdemlik ise bunu insan olarak yapmamız gerek.
İnsanları anlamak kadar, anlamamakta olabilir. Önemli olan konuyu ve konuları iyi kavramak ve ona göre hareket etmektir.
Niye bu yazı diye söylenenler olabilir; ama bunu anlayanlar, okuyanlar anlayacaktır.