Araç sahibi olmak demek, tüm yolların kişiye ait olduğu demek değildir,, Sokakta nasıl herkes kendi yolundan gidiyor ise yaya yolunda nasıl insanlar kendilerine yön bulabiliyor ise, yaya kaldırımlarında her insan kendi yönünü bilebiliyor ise trafikte değişen bir şey yok, he sürücü kendi yolundan gitmeli, her sürücü trafik kurallarına uymak zorunda. Nasıl yaya kaldırımında yaya masa kurup oturamıyor ise veya sandalyesini yaya kaldırımında koyamıyor ise, araç için de durum farklı değil, araç sahipleri araçlarını yaya kaldırım üzerine, otopark girişlerine çekmemeli.
Trafik te son zamanlarda insanların birbirine sabırlarının kalmadığını görüyoruz, niye yol vermedin, niye kornaya bastın, niye el salladın, neden ters baktın gibi tartışmalardan olaylar meydana çıkmakta. İşe gitmekte olan evine ekmek getirecek bir sürücü yol verme tartışması yüzünden bazen hayatını kaybedebiliyor veya katıl olabiliyor. Hiç yere trafik tartışmalarının sonuçları ağır olabiliyor.
İnsanların sabırsız olduğu trafikte sadece Angutlar trafikte kendine yer bulacağını sanıyorlar. Maalesef ilimizde farklı değil, hayatında ilk kez araç sahibi olan bazı insanlar tüm yolların, park alanlarının, sokakların kendilerinin olduğunu sanıyorlar. Bazı sürücüler dörtlüleri yakarak yolun ortasında aracını bırakarak ticaret yapmaya veya birileri ile sohbet etmeye başlıyorlar. Trafiği adeta kilitliyorlar, kendilerine seslendiğinizde ise “ Görmüyor musun dörtlüleri yaktım” kelimesi ile kendilerini savunuyorlar. Bazı sürücüler ise sinyal vermeden anı dönüş veya aniden önünde durabiliyorlar. Şehir içi minibüslerinin birçok konuda haklı olduğunu görüyorum, yol kenarlarında araç yoğunlukları veya duraklarda park eden araçlar yüzünden dolmuşlar yol ortasında yolcu indirip, bindiriyorlar. Bunları anlamak kolay, bunun yanında durak olmayan yerlerde anı duruşlar veya boş olan durak yerine çekme yerine yol ortasında durarak yolcu indirip almalarını anlamak mümkün değil.
Tabii bunun yanında birde şehir merkezlerinde başıboş gezen kedi köpek gibi, gelişi güzel çevreye hava atmak için müziği açarak ağır hareket eden araçlar var. Düğünlerde veya askere gitme programlarında trafiği kilitleyen trafik magandalarını görmek mümkün.
Otoparklara 5-10 TL verme yerine sokaklarda çift sıra yapan, gelişi güzel iş yerlerinin önünü kapatan, binaların otoparklarının önünü kapatan, başka angut çok.
Trafik demek Trafik polisi olması demek değildir. Birçok ülkede trafik kuralları aynıdır, bugün ülkemizde yapılan trafik hatalarını en basit olarak Gürcistan da yapamazsın, gelişi güzel park edemezsin, aracını emniyet kemeri takmadan kullanamazsın, rast gele araç sollayamazsın. Hız sınırını aşamazsın. Bu kural Avrupa da daha etkili ve cezaları daha ağır, birçok ülkede trafikte yaptığın hataların bedelini mahkemeye çıkarak ceza ödeyebiliyorsun veya tutuklana biliyorsun.
Ama maalesef bizim ülkemizde siyasetin dahi karıştığı trafik cezalarında kuralları uygulamak kolay olmuyor.
Ehliyet almak için mutlaka eğitimde sabır, kurallar, anlayış, kara yolunda yapılması gerekenler, yayalara saygı eğitimi mutlaka verilmeli.
Emniyet her insanın başına bir trafik ekibi dikemeyeceğine göre trafikte her sürücünün uyması gereken kurallar mutlaka eğitim ile verilmeli. Yoksa çoook Angut görmeye devam edeceğiz.
Sokak hayvanları bile trafik kurallarını öğrendi ama bizim ANGUTLAR öğrenmemeye devam ediyorlar.