Suriye’de iç çatışmaların olmasının ardından Türkiye kucak açtı. Açtığımız kucak başımıza bela olmaya başladı. Ne zaman kucağımıza birini aldıysak misafirperverliğimiz her zaman sorun yarattı.
2 milyonun üzerinde Suriyeli ülkemize yerleşti. Onlar yerli oldu, biz yabancı olduk…
Rize’de dahi Suriyeliler bizden rahat. Geçim dertleri yok. Sokakta çocukları dilenerek rahat bir şekilde geçiniyorlar.
Asıl ilgimi çeken, facebook’da yayınlanan bir video oldu. Bir Türk piknik yapan Suriyeli gençlere soruyor.
-Bizim askerlerimiz sizin için savaşıyor. Siz burada nargile keyfi yapıyorsunuz. Kendi topraklarınız için neden gidip savaşmıyorsunuz?
Bizim sizin yaşlarda ki gençlerimiz orada savaşıp ölürken sizler burada keyif yapıyorsunuz?
Neden ülkenize savaşa katılmıyorsunuz?
Nitekim sizin topraklarınız. Siz burada keyif üstüne keyif yaparken bizim askerimiz sürekli tetikte ve birçok şehit verdik. Sizin için biz savaşmaya mecbur muyuz?
İlginç cevap!
-Türk askerine teşekkür ederiz.
Ne güzel yahu…
Bir teşekküre can vereceğiz. Aslında devlet Türkiye’de yaşayan ve yaşı uygun olan Suriyelileri silah altına almalı.
Biz neden bu insanlar için can verelim. Neden onları besleyelim. Kendi toprakları için can vermek istemeyen, kendi namusunu korumak istemeyen insanların namusunu ve toprağını korumak bize düşmez.
Bu insanlar zaman içinde askerimizle çatışırken, askerimize polisimize taş atarken, biz onlar için can vereceğiz.
Savaş edeceğiz, bu ulusun vergilerini onlara harcayacağız.
Artık yeter deme zamanı gelmedi mi?
Geldi ve geçiyor bile. Bazen iyilikler maraz doğuruyor. Bu maraz haddini aştı ve artık ülkemizde keyif yapan, bu insanları kendi ülkesini koruması için kendi topraklarına göndermemiz gerek. Ben vergimi veremediğimde yapılaşma ile devlet benden vergimi alırken, sigortamı zamanında öderken o insanlar için vergi vermek istemiyorum. Sigorta primimi o insanlar sağlık hizmetlerinden yararlansın diye pirim ödemek istemiyorum.
Suriyeliler Türkiye’ye alıştı. Bunları buradan kovmak bile zor. Çok geç olmadan bunları kendi ülkelerine göndermemiz gerek. İleride bunlar başımıza bela olacak. Kendi insanımız kendi ülkemizde misafir gibi yaşarken bu insanlar her türlü pisliğin içinde bulunmakta.
Ülke olarak artık yeter deme zamanı geldi. Ben kimse için savaşmak istemiyorum. Benim oğlum da onlar için savaşmak istemeyecektir. Kimseyi zorlayamayız. Onlar burada keyif yaparken biz kurşunların hedefi olmamalıyız.
Önce kendileri kendi namusu ve vatanı için savaşmalı. Lojistik destek tamam ama kimse için kurşuna hedef olmak istemiyoruz.