24 Haziran tarihinde yapılacak olan seçimlere çok fazla süre kalmadı. Önümüzde 49 gün var.
AK Parti’ye olan ilgi arttı. En son aday adayı sayısı 26’ya çıktı. Bu bir rekor. Aday adayları arasında engelliden tutun, genç isimlere kadar her kesimden insanlar var. Tabi bunu birde alışkanlık haline getirenler var. Her seçim döneminde ‘BİR DAHA’ deyip, yine aday olanlar var. Aklıma eski avukatlardan Osman Çalışkan geldi. Bugün sağ olsa idi yine aday olurdu.
Neden bu kadar AK Parti’den aday çıktı?
Bu soru sizlerinde aklına gelebiliyor sanırım. Benim aklıma gelen, işini yürütmek, yakınlarına yardımcı olmak. Gelecekte iş endişesi olmamasını sağlamak. Parti şemsiyesi altında görünmek. İhale veya başka işlerden yararlanmak, böyle birçok konu düşünülebilir.
Bunlar arasında gerçekten kendine şans görenler veya partiye gönül verenler de var. Hepsini aynı kategori içinde koymak doğru değil.
Birde bunun arka yüzüne bakalım. Önceki gün MHP eski il başkanı ve MHP Milletvekili adayı Serkan Birben gazetemizi ziyaret etti. İktidar partisi değil. AK Parti ile seçimlerde mutabakata varan bir parti ve çizgisini değişmeyi de düşünmeyen bir parti.
Sadece ülke menfaatlerini düşünen, zor günlerde devlet ve millet diyerek yola çıkan bir anlayış.
Serkan Birben ile yaptığımız sohbette samimi ve gerçek bir itirafta bulundu.
Bir kelimesi çok hoşuma gitti.
“ Biz Recep Tayip Erdoğan’ın paçasına değil beline sarılarak ona destek veriyoruz” ne demek bu?
Biz iktidarın veya cumhurbaşkanının bize vereceği ihaleler veya bize kazandıracağı rantlar değil, onun ismi ile işe girmek. Onun ismi ile iş kovalamak. Onun ismi ile işlerimizi çevirmek. Onun ismi ile bir yerlere gelmek gibi bir düşüncemiz yok. Biz sadece ülkenin zor gününde gösterdiği çıkışlar, dünyaya meydan okuması, teröre karşı mücadelesi, devletin bölünmezliğini ön plana tutarak mücadele etmesi, sağlık, ulaşım, turizm, spor gibi yatırımlarla ülkeyi büyütmeye kalkması nedeniyle biz sahip çıkıyoruz dedi.
Yani, bugün aday adayı olan birçok kişinin ne amaçla aday adayı olduğunu ortaya koydu. Siyaset maalesef bugüne kadar hep paçadan, ayaktan kapmaydı. Hep birilerinin yanında görünmek için fotoğraf karesinde yer almaktı. Dün o karede yer alanlar, bugün başka karelere girmek için çaba sarf ediyorlar.
Başta dedik ya siyası ahlak…
35 yıllık mesleğimde o siyası ahlakı Rize’de çok iyi gördüm. Dün Mesut Yılmaz’ın yanında yer alanlar, bugün nerede?
Veya başka partilerde yer alanlar bugün nerede?
Yarın nerede olacaklar?
Dik duran yok. Bizde eğilen çok. Bir gün kamburları çıkacak. İşte o zaman iş işten geçecek. Gelene ağam, gidene paşam sözleri ile kendilerini sürekli aynada tutmaya çalışanlar var.
Her zaman şunu söyledim. Ne isen o, dün Mustafa isem. Bugün de Mustafa’ yım. Yarında aynı kalmalıyım. Rize’de sigara paketi gibi sürekli isim değiştirenler var. Kimin ne olduğu belli. Herkesin tarihi ve geçmişi belli.
Tabi dik duranlar yok mu? Elbette var. Onlara sözüm yok, sözüm yaprak gibi dönenlere. Bunlara siyası ahlak değil, ahlak kalmamış.
Ağaçtaki meyveyi saklayan yapraktır. Rüzgâr yaprakları dökerse meyve görünür, siyasi ahlakı olmayanlar benim için aynı, yaprak döküldü, meyve göründü. Artık suni yapraklarla meyveyi kapatmaya gerek yok. Kimin ne olduğu belli.