Tamam, ekonomik kriz var. Hem de alası…
Ticaretin veya esnaflığın içine girince ne kadar etkili olduğunu anlamak mümkün, zorunlu olarak bazı mallarda fiyat artışı olabilir, elbette bunun karşılığı fırsatçılık olmamalı. Matbaacılık sektörü ise tam bir muamma içinde; kâğıt fiyatları yükselmeye devam ediyor. Nerede duracakları belli değil. Her gün yeni bir yükseliş ve matbaacılık sektöründe günü kurtarma diye bir şey yok.
Dün yaptığımız bir ürünü, yarın yerine koymamız mümkün olmuyor. 7 ayda bazı mallar yüzde 150 zam gördü. Ne kâğıtçılar işi takip edebiliyor; ne de içimizdeki matbaacılar, birde bunun içinde kâğıt vermeyen üçkâğıtçılar var.
İki ırmak bir dere; bazıları köşe olmak için fırsatçılık yaparken bazıları ise günü kurtarma, zarar etmeme peşinde.
İşin içinden çıkmak mümkün olmuyor.
Sektöre girmeden ne stres vardı; ne kâğıt derdi, ne kalıp, ne aydınger, ne işçi ne de kira derdi. Dün yaptığımızı yarın yerine koymakta zorlanıyoruz.
Türkiye’de kâğıt fabrikalarını kapatmak hiç de doğru olmadı. 7 ayrı bölgede bulunan kâğıt fabrikaları artık üretim yapmıyor veya başka ürün üretiyor. Gazete kâğıdı ise yurt dışından döviz ile gelmekte.
Gel de gazete bas!
Kâğıt İzmir’e gemi ile gelerek ülkeye dağılır. İzmir’den yıllarca Akşam Gazetesi’nde ve Habertürk’de birlikte çalıştığım yurt haberler müdürüm aradı. Ula’da kendi gazetesini basıyormuş. Haftalık olarak çıkarttığı gazeteyi kâğıtsızdık yüzünden çıkartamadığını söyledi.
Tabii devlet ilanları kesildi. Bugün yerel gazeteler patlama aşamasına geldi. Kâğıt sıkıntısı ve diğer girdilerin yükselmesi ile birlikte artık gazeteler ayakta duramaz oldu.
Sadece kâğıt değil. Diğer yan ürünler; ülke dışından gelen veya ülkede üretilen diğer ürünler için de fırsatçılar sahneye çıktı. Ekranlarda izliyoruz. Bir markette ayrı, diğer markette ayrı bir fiyat. Ülkede üretilen ürünlerin çıkış fiyatı belli. Toptancıda fiyat belli, birde market fiyatlarında yüzde yüz veya yüzde 50 ye varan fiyatlar.
Bunu yapanların bu ülkeyi düşündüğünü sanmıyorum. Bunlar ülke düşmanı ve hainler. Bunlar nasıl; Fetocular ülkeyi ele geçirmek istediyse, bunlarda bu ülkenin insanına kazık atarak para kazanmak istiyor. Bunların yüklü miktarda para cezası almalı. Bunlar kendi komşusuna, kendi insanına kazık atan insanlar. Bunlara insan bile demek çok zor.
Bu ülkede kriz var ise, bu krizi aşmak için el ele, kol kola çalışmamız gerek. Bunun silahla savaşmaktan farkı yok. Ha silah ha ekonomi savaş. Silahla savaşta bunlar ancak gerideki malları toplayarak kendilerine servet yaparlar.
Bu insanlar savaş ganimetçisi. Bunların hain olarak cezalandırılması gerek. Bunlara başka bir şey yakıştırmam mümkün değil.
Ekonomik savaşta; ülkesinin yanında olmayan insanlar benim gözümde haindir.
Hain olarak bilinmeliler.