Ne güzel hayat,, İnsanlar gece gün çeşitli alanlarda çalışsın, üretsin, ter döksün, gerektiğinde iş kazası geçirerek bazen hayat kaybetsin, bazen sakat kalsın, sendika bir çelenk gönderirse ne ala, göndermezse yollarına devam etsin. Ama sendika temsilcileri pire gibi kan emen solucan gibi onların sırtından geçinsin.
Ne hayat yahu,, sözleşme dönemlerinde daha çok kazanmak için kurum ve kuruluşlara baskı yaparak sözde sözleşme imzalatmak için bazen patronlardan avanta alarak kendi yolunu çizen sendikacıların derdi işçi hiçbir zaman olmamıştır.
Bazı sendika üst düzeyde olanlar bazı kuruluşlardan, fabrikalardan büyük paralar alarak veya o fabrikaların yönetimine girip, Sieo olarak veya bazı ülkelerin sözde temsilciliğini yaparak büyük oranda maaş almaktalar.
Sendikaların çoğunluğunun derdinin işçi olduğunu sanmıyorum, bugün 200 Bin TL üzerinde maaş alan, hatta yılda 8 kez çift maaş alan, 4 normal maaş alan bunun yanında hacıra, yol masrafı, otel masrafı( Tabii lüks otel) alan sendika temsilcileri var, yılda 7 Milyon TL para eline geçen, lüks araç binen, şoförlü sendikacılar var.
Benim için bunlar FUZULİ insanlar, benim için bunlar dalkavuk olan insanların sırtından geçinen insanların hiçbir zaman dertleri işçi veya emekçi olmamıştır.
Dününü unutan, maaş ile çalıştığı günleri unutan bugün ise son model arabaya binen, şoförü olan dalkavuklar koltuklarını kaybetmemek için bazen yılda bir kez de olsa patronların veya devlet kurumlarının kapısını çalmakta.
Artık bu işin ismi konulmalı, kimse Çaykur un çalışanının sırtından her ay bir günlük yevmiyesini alarak lüks içinde yaşamamalı. Her yıl 100 Milyon TL kurumdan sendikaya gitmekte ve bu para ilimizde kalmamakta.
3-5 kuruşu Rize ayağına veren sendika tüm parayı zevki sefa içinde harcarken, sendikacılar kafaları karıştırmaya devam etmekte.
2 yıl önce ilimizde merkezi ilimiz olan bir sendika kuruldu, başkanlığını eski bir sendikacı yapmakta, kendisi ile birçok sendika temasa geçti, büyük paralar teklif edildi, araç tahsis edildi, ancak bu kişi “RİZE’NİN PARASI RİZE’YE KALMALI” diyerek teklifleri RED etti.
Rize parası Rize’de kalmalı, bu paralar ile Rize’de yeni istihdamlar kazandırılabilir. Market, otel, çeşitli iş alanları bu paralar ile kurulabilir.
Artık Çaykur işçileri gözlerini iyi açmalı, Rize merkezli kurulan sendikaya tamamen destek vermeli, Başkente artık tek kuruş gitmemeli, lüks içinde yaşayanlara bir ders verilmeli.
Rize de kurulan ve bugün 3 bini aşkın üyesi bulunan ismini hatırlamadığım sendika tüm üyelere şeffaf bir yönetim, harcamaların üyelere açık bir yönetim teklifi var.
Artık Rizeliler olarak, bölge iller olarak iyice düşünmemiz gerek, hangisinin bize daha çok faydası olacağını bilmemiz gerek. Bugün Rize merkezli sendikaya İzmir ve çeşitli illerden talepler var, o bölgelerden insanlar Gıda sendikası olan ve ülkemizde 5 sendikadan biri olan Bu sendikaya çeşitli illerden talep oluyor ise Rize ve bölge iller olarak aklımızı iyi kullanmalıyız.
Her çalışandan aylık bir yevmiye alan bugün ki sendika karşısında Rize ayaklı sendika ise yarım yevmiye alacağını bildirmekte ve bu alınan paralar ile Rize ve bölgede yeni iş yerleri, yeni işçiye yönelik market ve misafirhaneler kurulacak, bunlarda mutlaka yine bu bölgenin insanları çalışacak.
Artık kendi ayağımıza sıkmamamız gerek, Çaykur da çalışan 9 bin dolayında işçinin artık kendi sendikasını, kendi özünü tercih etmesi gerek.
Çalışanların sırtından geçinenlere artık dur deme zamanı geldi. Yılda ceplerine 7 Milyon TL geçenler artık küfeleri doldurdu. Onların derdi asla kurumda çalışan işçiler değil, onların derdi, daha çok kazanmak, daha çok ceplerine koymak.
İyi düşünelim, iyi karar verelim, dememiz gereken Önce can sonra cihan.