14 Mayıs seçimleri ile ülkede ve ülke dışındaki seçmenlerimizin katıldığı seçimlerde Mecliste bizleri temsil edecek vekillerimizi seçtik. Cumhurbaşkanı seçimleri yüzde 50 nin altında olması nedeniyle 28 Mayıs tarihinde bir kez daha sandıklara gittik. Kimin nerede oy kullandığı, kime oy verdiği, kimi tercih ettiğinin artık önemi yok. Seçimlerde hile veya sahtekârlık var ise itiraz süreci belli ve isteyen itirazını edebilir.
Yasal bir ortamda, herkesin kabullendiği şekilde, heyecanlı bir seçim ve yarış oldu, insanlar özgür iradeleri ile veya takım tutar gibi oy kullanma hakkını yerine getirdi ve oylarını kullanarak gelecek 5 yılın idarecisini seçtiler.
Şimdi ise Öküzün altında Buzağı aramaya başlayanlar var. Seçimlerde yok devlet imkanları kullanıldı, yok devlet memurları miting alanına getirildi. Gibi çeşitli dedikodular yapılmaya başlandı. Hiçbir zaman yenilen pehlivan güreşe doymaz. 11 kez seçim kaybeden Kılıçdaroğlu artık kendini sorgulamalı. Nerede hata yaptığını parti ve teşkilatı sorgulamalı.
Sosyal medyada dolaşan çeşitli yorumlarda ise Cumhurbaşkanının TV programında Kılıçdaroğlu nun karşısına çıkmadığı ve çekindiği söylemleri yayılmaya başladı.
Şimdi ben de olsam, 11 veya daha fazla yendiğim bir kişinin karşısına neden çıkayım, her zaman yendiğim bir adamın karşısına çıkmak kendi kariyerimi düşürür.
Üstelik bu adam Konya, Çorum gibi illeri devlet olarak görüyor ise, Soğan ve Patates üzerinden siyaset yapıyor ve hiçbir projesi yok ise, Sadece bulduğu bir SİZE SÖZ kelimesi dışında hiçbir üretimi yok ise, aldığı belediyelerde halka verilen sözleri yerine getirmiyor ise, HDP ve PKK ile iş birliği yapıyor FETO cular, Terörist başları Sela ve çeşitli isimleri serbest bırakacağını söylüyor ise, ABD ye ve çeşitli ülkelere sırtını dayamış ise, Merdivenleri karıştırıp ters merdivene biniyor ise ben bu adamı muhatap bile almam, kendimi o kişinin seviyesine hiç düşürmem.
Niye karşısına çıkmadın sorusu sosyal medyada soruluyor, bu soruyu soranların kendileri bir kurum veya bir STK da başkan olduklarını düşünmesini ve sürekli yendikleri birinin karşısına çıkıp onunla sohbet edip etmeyeceklerini kendilerinin sorgulamasını isterim.
Böylesine bir adam ile neyi konuşacaksın, neyi paylaşacaksın, ülke için veya bulunduğu yer itibarı ile neyi tartışacaksın. Öncelikle bu sorunun cevabını birileri versin.
Devlet imkanları kullanıldı, peki bu milletin vergisinden CHP veya mecliste partisi bulunan siyasi partiler hiç mi destek almadı. Saat lığı 230 bin TL olan uçak tuttuğunda bu parayı nerede buldun, bu milletin vergisinden doğan siyası parti desteğinden bu parayı ödemedin mi, bunun yanında sürekli yalan söyleyerek yalan parası olarak mahkemece hakkında verilen kararlar ile karşı tarafta ki siyası partiye birçok bedel ödedin. O zaman adama demezler mi ki, YALAN SÖYLEME…
Artık seçim tartışmaları son bulmalı, bu millet kararını 21 yıl üzerine yine Tayip Erdoğan dan yana koydu ve bunu saygı duyman gerek… Haa ben kabul etmiyorum, ben Cumhurbaşkanını tanımıyorum diyebilirsin, işte o zaman delikanlı isen, adam isen, gururun ve onurun var ise Kendine başka bir devlet bulacaksın. Suriye olur, Gürcistan olur, hangi ülke olursa olsun gider oraya 5 yıl yerleşirsin ve Cumhurbaşkanını tanımazsın.
Bu ülkede yaşayacaksan ve bu ülkenin nimetlerinden, emeklilik maaşından, gelirlerinden yararlanacaksan Seve seve olmazsa bile Cumhurbaşkanını tanımak zorundasın. Ya kurallara uyacaksın, ağzını ve elini tutacaksın, ya da bunun bedelini ödeyeceksin.
Bu ülke MUZ Cumhuriyeti değil, Recep Tayip Erdoğan hele kukla Cumhurbaşkanı değil, dediği dedik, ettiği ettik, Dünya da kariyeri belli ve ülkeye yaptıkları belli, Hoşuna gitse de gitmese de bu ülkenin yüzde 52. 18 i bunu seçti.
Artık sosyal medyada kahramanlık veya suç aramaya devam etmeyin, bunlara ben ucuz kahramanlık ve dengesizlik diyorum. Hele bazı mürekkep yalamış kişilere hepten uyuz oluyorum. Bu mürekkep yalama sözü bilgili adam olarak bilinir. Ancak bazı mürekkep yalama sözü sanki bunlar mürekkep kutusundan dili ile mürekkep yalamış gibi. Bunlar için söylenecek tek söz ne yalarsa yalasın yaladığı beynine gitmemiş.