Günlük yaşantımızda; aklı, fikri ve vizyonu ile insanlar belli zamanlarda bir yerlere gelirler. Şeflik, müdür yardımcılığı veya müdürlük. Bunlar hayatın kuralları, bilgi birikimi olanlar zaman içinde mevki ve makam sahibi olmak için gayret ederler.
Buraya kadar her şey tamam.
Bazı insanlar ise yalakalık yaparak siyasetin kucağına oturup bir yerlere gelmek ister veya şöyle diyelim. Siyasete üye olarak taşeron firma sayesinde bir yerden iş alırlar veya bir yerde işe girerler. Buraya kadar da işlem tamam.
Sonrası?
Sonrası ise önceleri birkaç gün işe giderler. Sonra haftada birkaç gün, sonra haftada bir gün, sonra haftada bir saate düşer. Daha sonra ise on günde bir saat, ilerleyen zamanlarda bu ayda bir gün olur. Ama unutulmayan bir şey var.
Bankamatikten maaşı almak…
Maaşı hiç mi hiç aksatmaz. O maaş ile eve; ekmek, peynir, çocuğuna süt vs alır. Evini geçindirmek ister. Tabii bu birinci işi. İşe gitmiyor ya, oradan aldığı maaş kendini kurtarmaz ve dışarıda kendisi başka iş yapmaktadır.
Örnek isteyenler çok olabilir…
Hiç sorun yok. Şöyle oturduğunuz mahalle, apartmanlara veya kendi çevrenize, bazı resmi kurumlara bakmanız yeterli. Bazı insanlarda sabahın erken saatlerinde ilçelerden, köylerden yola girerek işe saatinde yetişmeye çalışır. Bazı insanlar yüksek binalarda; sıva, boya, elektrik tesisatı, kaplama veya değişik çatı işleri yaparak eve ekmek getirir. İşte onlarda çocuklarına süt getirir.
Hangisi helal?
Tabii hepimiz günlük hayatımızda bunların hepsini görüyoruz.
Bir de insanların önünü kapayanlar, onların başarısını çekemeyenler ve kendilerine o insanları rakip görenler var.
Bu siyasetin içinde de, bürokraside de, her alanda bu insanları görmek mümkün.
Tabii bu insanların önünü keserek kendilerine makam ve mevki etmek isteyenler yine siyaseti kullanarak bu alanları kapatırlar.
Siyasetin içinde de bu insanlardan var.
Geçmişte de gördük. Bugünde bu insanlar aramızda…
Birçok başarılı iş adamı, bir çok eğitimi yüksek insanların siyaseten önünün çok kez kesildiğini gördüm. Bunlar eski hükümetler döneminde de vardı. Şimdi de var, insanlar hiçbir zaman başkasının başarısını çekemezler.
Zaten öyle olmazsa siyaset olmaz.
Siyaset nedir, diye bana sorsalar:
Şöyle sıralarım; Tabii burada bazı kişileri rencide ederim. Bunu üzerine almak isteyenler üzerine alsın, almak istemeyenler zaten kendini bilen insanlardır.
Yalan, hırsızlık, aldatmaca, insanları koyun yerine tutanlar, toplum önünde kişilik bulamayan, çalmak için kendine kapı arayan, makam ve mevki isteyen, yakınlarına bazı ihaleleri peşkeş çekmek isteyen, büyük adamdır desinler.
Aklınıza gelebilecek her türlü hilebazlık ve hokkabazlık.
Şimdi size soruyorum. Yaşı uygun olan insanlar bu yazıyı okuyacak.
Şöyle geçmişe bir bakalım.20 yıl veya 30 yıl öncesi veya 50 yıla yakın bir süre içine bakalım.
Bunca vekil geldi geçti, sizin gönlünüzde Hangisi KAHRAMAN?
Bunların cevabını veren kaç kişi var aramızda veya hangi siyasi dönemde adaletli davranıldı.
Hemen bir anımı anlatayım. Yıl 1983 adliyeye personel alınacak ve bende on parmak daktilo yazıyorum. Türk tarihi ezberimde, yazılı sınava girdim. 95 puan ile birinci oldum, daktilo sınavında ikinci oldum. Kaldı mülakat….
Eski adliyi ağır ceza salonunda Mustafa Batur başsavcı ve Mualla Telatar hâkim;
içerde mülakat yapıyor. Ben girdim. Mustafa Batur bana bakarak “ Yazılı da birincisin, daktiloda ikinci oldun, ama sen kazanamayacaksın, ben sana 3 soru soracağım bilemeyeceksin, bilsen de bilemedi yazacağım, eleneceksin” dedi.
Neden diye sordum.
-Buraya girecek 5 kişi belli, siz formalite icabı sınav yapıldınız, dedi.
Hayat bir formalite değil mi?
Kimin hakkı yenmedi ki? Kimlerin hakkı yenmedi? Kimlerin yerine başkaları girmedi? Her insanın hayatta böyle bir anısı yok mu?
Mutlaka bu anılar sizin beyninizde de canlandı.
Adaletin, hak ve hukukun yaşandığı bir ülke; haramın yenmediği, insanların eşit görüldüğü, birilerinin önünü kesmek için makam kovalamayan dürüst insanların yaşadığı, işe gitmeden maaş alanların olmadığı bir ülke istiyorum.
Çok mu şey istiyorum.
Evet diyenler çoğunlukta, o anca ahirette olur.
O zaman bizde boşuna yazdık desenize.