İnsanlar ne yaparsa kendine yapar, kimse fazlasını yapmaz, yaptıklarının karşılığını görürler, Allah in taktiri bu ve hiçbir suç cezasız kalmaz.
Bir hikaye okumuştum, o aklıma geldi, gerçek yaşanmış bir hikaye, bu hikaye de il dışında yaşayan bir evlat yıllar sonra köye giderek babasını ziyaret ediyormuş, hasretle oğluna sarıldı, aradan birkaç gün geçtikten sonra oğlu gitmek için hazırlık yapmaya başlamış. Baba oğluna dönerek “ Pencerenin kenarında bir şey var gördün mü” der.
Oğlu pencereden dışarı bakarak “ Kuş var orda” demiş, baba soruyu tekrarlamış ve oğluna aynı soruyu sormuş, oğlan yine bakmış ve “ Kuş” demiş, baba 3 üncü kez sormuş .
- Baba demiş oğlan ve biraz asabı babasına cevap vermiş “ Baba Kuş dedim ya, niye sürekli
Soruyorsun” diye yanıt verdi.
-Baba bunun üzerine “ Sen küçüktün oğlum, pencerenin kenarına Karga konmuştu, sen tam 23 kez bana “ Bu ne” diye sormuştun. Ben sana 3 kez sordum sabır edemedin, sen 23 kez sordun ve ben sabırla cevap verdim, senin oğlun da aynı şekilde sana sorsa belki 100 kere cevap verirsin, neden bana sınırlındın” demiş.
Maalesef biz büyüklerimize karşı, büyüklerimizin gösterdiği öz veriyi gösteremiyoruz, bazen anı sınır ile en yakınımızda ki insanların kalplerini kırabiliyoruz.
Bu bizim doğamızdan, gördüklerimiz veya çevremizin etkisinden kaynaklanıyor, Yıllarca beslediğin, her işine koştuğun, her zaman destek verdiğin, zor günlerinde yanında olduğun, yedirip içirdiğin insanlar sana yanlış edince anı fırlama ile o insanların kalbini kırabiliyorsun.
- Hak ettiler diyorsun, okuyucuların da aynı kanıda olduğunu düşünüyorum, Gerçekten
Böyleleri varsa hak etmişlerdir diye düşünülmekte.
Her insan ektiğini biçmeli, her insan ayağını yorganına göre uzatmalı, aynı kanıda olanlar çoğunlukta, nice insanlar yaşam boyunca gördük, zenginlik te yaşadılar, burunlarından bile kıl aldırmadıkları dönemler oldu. Yanlarına gitmek için birkaç sekreter bile geçildiği dönemler oldu. Rize de ipten aşağı adam alanlar bile oldu.
-Neredeler?
-Ya bazıları öldü, ya da iflas edip piyasadan yok oldular, Allah her türlü makam veya mevkii verebilir, işte onu insanlık için kullanmak önemli.
- sabır,, tabii benim gibi çok insan da olmayan, Düşünüp taşınmak, hassas olmak, işi yoluna bırakmak, yine bende yok.
Tabii benim gibi olanlar genelde çoğunlukta, insanlar hemen karşı atağa geçmek isteyebilirler, benim gibi.
Doğru olduğunu söylemiyorum, içimizdeki ateşi o an nasıl söndürürüz bunun derdine düşeriz, çabuk öfkeleniriz, çabuk parlarız, ama belli süre sonra şiddetimiz azalır, daha sonra ise normale dönmeye başlarız, o an belki pişmanlık duyarız. Yaptıklarımız bize de ağır gelmeye başlar.
Tek savunmamız karşımızda ki akılsız, düşüncesiz insanların yaptıkları hareketler gelir, yine içimiz kabarır, ancak belli süre sonra o kabarıklık iner.
İçinde kın, nefret, husumet duyanlar, hiçbir zaman hayatlarında başarılı olamazlar, millete güler yüzünü gösterip, ardından kuyu kazmaya kalkanlar aslında çırpına, çırpına batanlardır. Yukarıda verdiğimiz örnekler belli.
Bu hayatın içinde çok insanlar gördük, Şık giyimli, kravatlı, araçlarının kapısını şoförlerin açtığı insanlar. Etrafında ona yalakalık eden birçok insan, işte asıl sorunun cevabı burada yatıyor.
-Nerde şimdi o insanlar?
Kimse ne oldum dememeli, ne olacağım demeli, insanları hor görüp, insanları küçük görenler, bir gün kendilerinin küçüldüğünü mutlaka görürler.