İş ararken, hatta askere gittiğimizde bile komutanlar bize sorardı, mesleğin ne?
Çoğunlukla işsiz veya çaycı veya mesleğim yok derdik. Çok az meslek sahibi olanlar olurdu.
Artık Türkiye değişti. Okuma yazma oranı hatta şimdi lise mezunuyum diyenlerin sayısı bile azaldı. Çoğunluk 2 yıllık mezunlar bile sayılmaz oldu.
İş hayatında bu önemli. Meslek, iş arayan iş yerlerine gidildiğinde önce meslek sorulur ardından tecrübe.
Yıllardır sorulan soru mesleğin ne?
Bu soruyu sorarken Türkiye ne yaptı?
Yıllardır sorulan sorular, ancak bu sorulara cevap verecek istihdam veya meslek okulları sayısı ne kadar arttı?
Üniversite mezunları iş bulamayıp, memuriyeti seçtikleri bu dönemlerde, yine üniversite mezunları iş amaçlı polisliği tercih ediyorsa bir yerde bir eksiklik var demek ki…
O halde meslek okulları sayısını artırmamız gerek veya meslek kurslarını artırmalıyız.
Ortaya bu sonuç çıkıyor ise ülkemizde yetişmiş eleman sayısının ne kadar az olduğunu anlamamamız için aptal olmamız gerekmiyor mu?
İş Kur veya başka kurumlar aracılığı ile gençlerimizi ve çocuklarımızı eğitim çağında meslek kurslarına vermemiz gerek veya okullarımızda öğrencilerin kabiliyetlerine göre bu çocukları yetiştirmemiz gerekmiyor mu?
Düz lise okullarına bakalım. Lise mezunu bir gencin ne iş yapacağı konusunda bilgisi olan var mı veya bu çocukların iş bulamaması halinde ne tür işlere yöneleceklerini az çok tahmin edebiliyoruz. Bu çocuklarımızın geleceğini karatmamamız gerek. Gelecek neslimizden geleceğe yönelik yönetim veya iş bekliyor isek bu çocukları mutlaka yeteneklerine göre yetiştirmemiz gerek.
Bugün çevremizdeki okullara baktığımızda çocuklarımız ilkokul 2’nci sınıftan başlayarak İngilizce öğrenmeye başlıyorlar. Peki, bu çocukların kabiliyetlerini öğrenen öğretmenler çocuklar ile ilgili tutacakları analiz defterleri olamaz mı?
Ağaç yaşken eğilir sözü her zaman kullanılan bir söz. O halde çocuklarımızı eğiten, onları hayata hazırlayan öğretmenlerinin çocuklar için geleceğe yönelik grafik tutması bence önemli. Geleceğe yönelik çocukların hangi iş dallarında başarılı olabileceklerini ve devletin de bu çocuklara yönelik eğitim yuvaları yapmaları gerektiğini düşünüyorum.
İşte o zaman, sokaktaki bağımlılardan kurtuluruz.
İşte o zaman serseri bir toplum yerine, uyuşturucu bağımlısı çocuklar yerine geleceğe yönelik gençlik yetiştirmiş oluruz.
Gelecek neslimiz; bu okullarda din dersi, ahlak, sosyal hayat ve geleceği öğrenecekleri gibi, toplumda sevgi ve saygıyı da zorunlu ders olarak görmeliler. Gelecek nesli yetiştirmek bizim elimizde. O halde neslimizi küçük yaşta meslek sahibi olmalı ve ülkemizde eksikliği olan mesleğe göre eğitim açığı da ortadan kalkmış olur.
Tabii bu benim fikrim.