Her zaman söylenen söz, herkes için iyi düşün…
Bazen olmuyor. İnsanlara peygamber sabrı yok. Ama yine de iyi düşünmek gerekiyor.
Bilgisayar gibi geri dönüşüm kutusu yok.
Yine de olsun iyi düşün derler. Dost dersin sıkı tutarsın, arkadaş dersin sır verirsin, çanta gibi yanında taşırsın. Güvenirsin paylaşırsın, gerektiğinde ekmeğini bile paylaşırsın, ama olmuyor işte, hani derler ya insanlar çığ süt emmiş.
Bazı insanlar eşşek sütü emmiş galiba!
İyilikten maraz doğar derler…
Bu nasıl maraz anlamadım. Hani bir adım atarsın ya, çoluk çocuğun var, bir şeyler yapmak istersin, gel birlikte yapalım dersin gelmez. Sen yaparsın o zaman da “ Niye yaptın”
Tabi kimseye göre yaşam tarzını belirlemek zorunda değilsin. İnsanlar kendi yaşam tarzına göre karşısında ki insanların yaşam tarzını belirlemesini beklemekte.
Kimse kimseye göre yaşamıyor. Her insan kendi çizgisinin ardında. Kiminin çizgisi, tarım, kiminin memurluk, kiminin tüccar… Bazıları değişik yaşam tarzları seçmişler.
Hayat kısa, uzun bir yaşam şekli yok. Kimin ne olacağı hiçbir zaman belli değil. Kimsenin 5 dakika sonrasını görme şansı yok.
Geçmiş doğru kimse yaşamıyor. Hep, gelecek ve gelecek ne olacak sorusu hepimizin beyninde.
Geleceği düşünürken başkalarının sırtından geçinmeyi, başkalarına göre yaşamayı asla düşünmemek gerek.
Bazen insanlar kıskançlıklarını gizleyemezler. Her fırsatta başkalarına göre yaşamaya çalışırlar. Doğru olan ise her insanın kendi yorganına gör ayağını uzatması.
Önümüzde iki gün kaldı. Mübarek Ramazan ayına giriyoruz ve çarşamba günü ağızlarımıza kilit vuracağız. Önemli olan ağızlara kilit vurmak değil. Kalbimize ve beynimize İslam kilidini vurabiliyor muyuz?
İnsanlarla barışık, fitnesiz, akılcı düşünce…
İslami düşünce beynimiz yerleştirebiliyor muyuz? Önemli olan Müslüman gibi düşünmek.
Ben hoca değilim, çocukluğumda fazlada camiye gitmedim. Dini bilgim de fazla yok. Ancak tek bildiğim hak, hukuk ve adaletli olmak. İslam’ın şartlarını yaşamak. İnsanların kalbini kırmamak. İnsanlar için kötü değil iyi düşünmek. Düşene tekme değil, el uzatmak, çevrene kötülük değil, iyilik yapmak. Zamanı geldiğinde ekmeğini paylaşabilmek.
Önemli olan bu.
Hiç kimse peygamber sabrına hayız değildir, sabrın da bir sonu vardır.
Şu mübarek günlerde insanların iyi düşünüp, dedikodu yerine insancıl düşünmelerini, kendi işlerine, bakmalarını, başkalarının dedikodusunu yapma yerin kendi ekmeklerinin mücadelesini vermesi gerektiğini düşünüyorum.
Ne diyeyim, bunca nasihat ve bunca örnekten sonra Allah ıslah eylesin. Allah herkese kalbine göre versin.