Rize bazı medya kuruluşlarının her zaman hedefi oldu, önce İkizdere de İYİ partinin yaptığı provokasyon sonrasında Can Ataklı Rize’yi hedef alarak Rizelilere hakaret etti. Tabii onu burada ağırlamak isterdim?
Ataklarını görmek ve yazdıklarını kendine sabah kahvaltısı olarak vermek için, Rize her zaman hedef oldu, olmaya da devam ediyor.
Rahmetli Mesut Yılmaz döneminde de Rize bazı medya kuruluşlarının hedefi olmuştu, ardından Cumhurbaşkanı yine Rizeli olunca hedeften hiç çıkmadık.
Tüm satılmışların hedefinde olmaya devam ettik, ancak bu satılmışların unuttuğu bir şey var. Rizeli asla bunları unutmaz, bir gün gelir faturayı Kaşesi ile birlikte keser.
30-35 yıldır hedef tahtası olan Rize son günlerde Valilik makam aracı ile hedef olmaya başladı, sanki ülkenin başka sorunları yokmuş gibi, Makam aracı birilerine batmaya başladı.
Daha önce eski vali Ersin Yazıcı döneminde makam aracı ile ilgili bir yazım olmuştu, o dönemde Rizelilere hakaret eden ve “ Akıllılar Rize den gitti, akılsızlar Rize de kaldı “ diyen valiye karşı sert tutumum olmuş ve makamında tartışmıştık. Hemen ardından eşine ve kendine makam aracı almıştı, işte o tip valilere öylesine pahalı makam aracını yakıştıramadım ve onun için “ 124 Murat bile sana fazla” demiştim.
Şimdi baktığımızda bakanlık tarafından kullanılan ve ardından Rize’ye gönderilen makam aracı için sosyal medyada çeşitli dedikodular dönmekte, sanki sıfır alınmış gibi gösterilmekte.
Aracın markası ve modeli belli, nereden geldiği belli, Rize gibi dağlık ve düz arazisi olmayan bir bölgede araçların fazla ömrünün olmadığını hepimiz biliyoruz. Hele Cumhurbaşkanının memleketinde bir valinin binmesi gereken araca bazı medya kuruluşlarının böylesine takıntısı garibime gitti.
Rize valisi Kemal Çeber in asla makam aracı takıntısı olmadığını da biliyorum, mütevazı kişiliği ile bilinen, asla makam aracı takıntısı olmayan Çeber in değil pahalı araç, 124 murat, hatta at sırtında bile hizmet edebileceğini biliyorum.
Ersin Yazıcı olsa , onun için söylenecek çok sözüm olur, ancak Kemal Çeber için makam aracı takıntısı olmadığını bildiğimden Vali Çeber için yazılan bu yazılara cevap verme zorunluluğu hissettim.
Makam araçları o ülkenin gelişmişliğini ve dünya devletleri arasında ki yerini belirler, makam veya mevki sahibi çalışkan insanların asla makam aracı takıntısı olmaz.
Sosyal medyada ve bazı gazetelerde Rize’nin böylesine kritik bir dönemde hedefte olması yapılan hizmetlere leke vurmak, ülkede yaşanan yangın ve Sel felaketlerini unutturmak, yeni hedefler seçmek ve bu hedefler arasında Cumhurbaşkanına kıyıdan da olsa dokunmak isteyenler var. Bizim derdimiz şimdi makam aracı değil, bizim derdimiz ülkemizde yaşanan sorunların, hayatını kaybeden insanlarımızın acısını paylaşmak olmalıydı.
Ama maalesef içimizdeki tohumu bozukların, ülkede yeni kaoslar yaratmak istemesi, bir gazeteci olarak benim de zoruma gitmekte, insanların acılarını yaşadığı bu günlerde, onların acısını paylaşmak, evlerini ve mülklerini kaybedenlere nasıl yardımcı oluruz düşüncemiz olması gerekirken, Valilik makam aracının gündeme getirilmesi bence şerefsizliktir.
İsteyen istediği gibi algılayabilir, bu meslek içinde olan, satılmış kişilerin nerelerden avantalar aldıklarını ekranlarda gördük, ülkesinin zor durumda olduğu bir dönemde bu tip haberleri yapanlara bir gazeteci olarak insan gözüyle bakmam mümkün değil, bu durumlarda kalemini satanlara diyecek tek sözüm var, Şerefsizler ,,,
Mahkeme kapısı hepsinin yakınında, isteyen mahkemeye verebilir, benim mahkememi kendim vicdanım ile kurarım,
Vicdanı olmayanlar benim doğduğum yer için yazacakları yazılar için bir değil, bir iki kez düşünmeleri gerekiyor.
Gerçekleri görmeden, araştırmadan, neyin ne olduğunu bilmeden yazılan ve benim memleketime atılacak çamurların her zaman karşısındayım.
Daha önce Külliye için yazılan ve çizilenlerden sonra şimdi de Rize de makam aracı birilerine batmaya başladı. Aman orada kalsın, battığı yerde dursun, rahatlarsınız.