Siyasetçi siyaset yapar, vaatlerde bulunur, yapacaklarını vaat eder, hizmet için sözler verir, verdiği sözlere durur veya durmaz, onu halk takdir eder.
Bazı insanlar doğuştan şanslı doğar, ailesi zengindir ve zengin hayatı sürerek, kendilerine göre sorumlu oldukları alanlar olur, bazı insanlar Doktor olur, mesleği gereği ettiği yemine bağlı kalarak hayat kurtarır. Avukat olanlar müvekkillerinin davalarını kazanmak için çalışırlar, her mesleğin gerektirdiği sorumluluklar var, iyi veya kötü yerine getirmeye çalışırlar.
Bazı insanlarda sırtını devlete dayayarak devletin ekmeğini yiyerek, görevlerini yapmaya çalışır veya devlet haini olarak görevlerinden atılırlar.
Bizlerde bu mesleğe gönül verenler olarak, kazanmazsak bile halkın yanında yer almaya, doğruları yazmaya, doğru bildiklerimizi kaleme almaya çalışırız. Hak yememeye, haklının hakkını kendisine vermek için çaba gösteririz. Kamuoyunun sesi olmaya onlara doğru haberleri ulaştırmak, onları doğru bilgilendirmek için çaba gösteririz.
Tabii her mesleğin içinde kirli insanlar vardır, bu bizim meslek için de geçerli, her meslekte olduğu gibi bizim meslekte te işini ranta çevirmek isteyenler mutlaka vardır.
Hatta mesleğini rant için yapanlar vardır, ameli temiz olmayan, ellerinden kirler eksilmeyen insanlar her mesleğin içinde mutlaka vardır.
Gelelim konumuza; 104 Amiral ortak imza atmışlar ve devleti bazı ülkelere yaptıkları yardımlardan dolayı eleştirmişler, emekliye ayrılan bu amiraller yıllarca yan gelip yatmayı bilen, lüks yerlerde oturup, özel şoförleri olan, devletin arabasından kapısı açılarak inen, devletin ekmeğini yiyerek belli konumlara gelen kişiler.
Bu ülkede zaman zaman yapılan darbeler ile ülke bir adım ileri gidemezken, son 19 yıldır yapılan yatırımlar ile yol kat etmeye başlamış, 15 Temmuz da ise diş güçlerin etkisi ile ülkede darbe girişimi yapılmış ancak halk buna izin vermeyerek ülkesine sahip çıkmış.
Devletin yetiştirdiği, ülkesini savunmak için, ülkesi için can vermesi gerekenler, ülkesini başka güçlere satarak ülkelerine ihanet etmiş ve birçoğu bugün cezaevlerinde yine bu milletin vergilerinden yapılan kesintiler ile beslenmekte.
İşte burada duruyorum ve isyan ediyorum: Benim vergim ile cezaevlerinde ihanet çetesine yemek veriliyor, orada ki gardiyan, asker yemek yiyor ise ben devlete hakkımı helal etmiyorum, benim vergimi onlara yedirenleri Allah a havale ediyorum, benim vergimi ihanet çetesine kim yemek olarak, yatak olarak, su olarak veriyor ise hakkımı asla helal etmiyorum, etmeyeceğim de, bu devlete ihanet eden, kim olursa olsun, bunların en hafif cezası birer kurşun olmalı, onlar bu topraklara dahi gömülmemeli, çünkü bu topraklar şehit kanları ile yıkanmış ve şehit kanları ile yıkanan bu topraklarda ihanetçilerin yatmasını istemiyorum. Bu şerefsizler ordusunun halen çeşitli oyunlar içinde olduğunu biliyoruz.
Son olarak 104 emekli amiralin cezaevlerinde bulunan şerefsizler çetesinden talimat almadığını kimler söyleyebilir, bunların iyi araştırılması gerekiyor. Bu ülkeye kim ihanet ediyor ise bunların mutlaka en ağız cezaya( İDAM) Cezasına çarptırılması gerekiyor., bunları yaşatmak, akarsulardan, ırmaklara, ırmaklardan derelere akan sular gibidir, sonunda denize dökülüp büyümelerini sağlar, bunların köklerinin kesilmesi gerekiyor.
Köksüz ağaç çürümeye mahkûmdur, o halde bu tür şerefsizlerin köklerini dibinden kesmek gerekiyor, devletin asıl görevlerinden biri ihanet çetesi ile mücadele etmektir. Millet olarak devletimizin yanındayız.