Geçtiğimiz akşam Çaykur Genel Müdürü ile özel bir röportaj yaptım, kendi kanalımız TV53 kanalında internet üzerinden yaptığım röportajda Çaykur ile ilgili bilinen ve bilinmeyenler ile önerilerimi dile getirdim. Genel Müdür Yusuf Zıya Alım not tutmadan veya hiçbir yere bakmadan içtenlikle ve samımı olarak cevap verdi. Ben de hiçbir soru hazırlamadım. Yılların verdiği meslek tecrübesi ile aklıma gelen tüm soruları ve önerilerimi dile getirdim.
İnternet üzerinden yapılan yayında bazı kişiler hakaret edebilecek kadar hayvan bile diyemeyeceğim mahluklar kendilerine göre hakaret etmeye çalıştılar, onlara face üzerinden cevabı verdim.
Neydi bu önerilerim, Çaykur yaş çay aldıktan sonra bir ay sonra ürün bedellerini kredi çekerek üreticiye ödüyor. Bunu hepimiz biliyoruz, önerim ise bankalara faiz ödemekten ise bu faizi vadeyi uzatarak üreticiye vermesi. Yaz sezonunda özel ve Çaykur dan ürün bedellerini alan üreticiler Kış sezonunda parasız kalmaları ve Mayıs ayına kadar başka bir gelirleri olmaması nedeniyle kurumun vadeyi yılbaşına veya Mart ayına kadar uzatarak bankalara verdiği faizleri üreticiye vermesi önerisi, veya bir ay taban fiyatta vadeli çay alımı ile ilgili yeni bir madde eklenmesi, yanı bir ay sonra taban fiyat, 3 ay sonra başka fiyat, 5 ay sonra ise başka bir fiyat vermesi gibi elbette öneri düşünülebilir, her şey üretici için, bende bir çay üreticisiyim ve yaz sezonunda aldığımız çay parası maalesef Aralık ayına kadar uzanmıyor ve Mayıs ayına kadar benimde olduğum gibi tüm çay üreticileri 6 ay kadar cebine para girmediğini hepimiz biliyoruz.
Bazı kendini bilmezler, kafaları sadece paraya çalışan, üreticiyi düşünmeyip kendi cebini düşünen insan dişi yaratıklar yorumlarında eleştirilerde bulunuyorlar. Bu tip Çakalların Çay üreticilerinin umurunda olduğunu düşünmüyorum.
Her geçen yıl çay bahçelerimiz genişlemekte ve 10 yıl öncesi 700 bin ton ürettiğimiz çay bugün 1500 ton seviyelerine ulaştı. Orman bırakmadık, tarla bırakmadık çay bahçesi yaptık, yaptığımız bu çay bahçelerinin önümüzde büyük bir engel olacağını hepimiz biliyoruz ve “ ÇAYKUR ÇAYIMIZI ALMIYOR” diye seslenişlerde bulunmaya başladık bile, üretim tüketim dengesinin zorunlu olduğu ülkemizde tek suçladığımız ÇAYKUR olduğu için Çaykur a fazlalık çayın soğuk çay olması yönünde öneride bulundum.
Diş ülkelere fazla kuru çay satışımız olamayacağını hepimiz biliyoruz, çünkü dünya piyasasının üzerinde bir fiyatımız var ve bu fiyatlarla diş ülkelere çay satışımız kolay olmuyor, o halde ürettiğimiz çayı değişik ürünlerde kullanmak zorundayız, bu benim ürettiğim bir proje ve bunu Genel Müdür ile paylaştım, Genel Müdür ve ekibi ülke genelinde ve ülke dışında yeni pazarlar aramakta, gece gün demeden arayışlar içinde bunu yakinen bildiğim için ve kurumun Çay üreticisinin sendikası olduğunu bildiğim için üreticiler adına yeni arayışlar içindeyim.
Bunu göremeyen bazı geri zekalılar akıllarında eleştirilerde bulunarak Yalakalık yaptığımı düşünmekteler. Görüntülerde elimde her hangi bir soru olmadığını herkes fark edebilir, kurum ile ilgili yapılan ve yapılması gerekenleri Genel Müdür ile konuştuk, Genel Müdür kadar bizde kendi ürünümüze sahip çıkmamız gerekiyor. Bugün Cumhurbaşkanı Rizeli olmasa idi ve Çaykur a sahip çıkmasa idi, kurum çoktan özelleşmiş olurdu ve üreticinin halı ne olurdu tahmin bile edemeyiz.
Beni yalaka diye adlandıran aklı kıt insanlara söyleyecek tek şey var” Siz bu ile ne kattınız” neyin peşindesiniz.
Bu tür insan dişi yaratıklara hakaret bile hafif kalır, bu ilin insanları bu ili neden terk ediyor, bu ilde yaşamak varsa, bu ilin sorunlarına parmak basmak bir gazeteci, bir Rizeli olarak bizlerin görevidir.