Üretici 2 sürgünü tamamladı, aslında üretici hiçbir sürgün tamamlamadı, lafın gereği üretici, çünkü çay bahçesine giren Gürcü işçiler, üretici yaz tatili yaptı desek daha doğru olur. Bu terim artık eski” Üretici 2 sürgünü tamamladı” bu terimin yerine üretici hazır parayı aldı, aldığı kadar ton işi toplayan gürcülere ton başı 400 TL ödedi. Burada üretici kendini karlı hissetmekte 2 TL ye sattığı kilosundan aslında 1.60 Krş almakta. Tabii bunun gübre, temizleme, nakliye masraflarını saymaz isek.
2 sürgüne özel sektör kötü fiyat ile başladı. Sonunu iyi getirdi. 1.70 Krş tan başladığı çay alımları taban fiyatın üzerine 2.150 Krş tan tamamlandı. Tabii acele edenler bir an önce çaylarını vermek isteyenler 40 Krş zarar ile sezonu kapatmış oldu. İşçiye verdiklerini saymaz isek.
İşin ilginç yanı, çay işçisi Gürcülere ton başı 400 Krş verirken çaydan aldığımız diğer parayı bazı üreticilerimiz yine Gürcistan”a kaptırıyor.
Dünkü haberimizde yer aldı, Çay paraları Batum da kumarhanelere gitmekte, akşam saatlerinde Batum kumarhanelerinin doluluğunu görmelisiniz, kumarhanelerin yüzde 95 i Türk ve maalesef yüzde 30 dolayında Rizeliler rulet veya değişik masalarda. Emek vermeden evde oturarak Gürcü işçilerin topladığı ürün paralarını yine Gürcistan”a rulet masalarında vermekteler.
Tabii her yazın bir Kış mevsimi var. Rulet masalarında kazanacakları ümidi ile oturanlar ardından ceplerinin boşaldığının bile farkına varmadan Türkiye”ye dönüş için Batum”da iş yeri açan insanlardan para dilenmekteler, bazıları ise o esnaflardan faizli para almakta.
Çay”da mola ….ancak çaykur dışında özel sektöre ürünlerini verenler paraları bitirmiş bile, şimdi ise Çaykur”dan alacakları paraları bekliyorlar. Kumarhanelere takılanlar o paraları da bitirmiş çoktan.
Büyüklerimiz bazen söyler akılsızlar için “ Allah akıl fikir versin” bu insanlara çocuklarının aidatlarını kumarhanelere verirken akılları ile gitmekteler, kazanamayacaklarını bile bile masaya oturmaktalar, bazıları eşlerinin altınlarını, daha da ileriye gidersek Ahırda ki İneklerini satarak bile kazanma ümidi ile kumarhanelere gitmekte. Bunlara ne akıl ne de fikir var, çakma akıl 7 adim derler, Kumarhane salonunun boyunu düşünecek olursak bunlar 7 adım dan fazla gidiyorlar. Demek ki çakma akıl bile tutmuyor.
Kumarhaneler kanayan bir yara,, Çoğunlukta Karadeniz illeri ağırlıklı olmak üzere kumarhanelere yoğun bir ilgi var, buna hastalık diyemem, hastalık dersem tedavisi mümkün değil, bunun tek tedavisi var İRADE İnsan bile bile parasını ateşe atmaz, bunun ya aklı yok denir, Kumarhanelerin ateşten beter olduğunu biliyoruz. Kazanamayacağımız bir oyun ve bilerek o masalara oturuyoruz.
Bir gece batakhanede geç saatlere kadar oturdum, bir arkadaşım 50 dolarlık fiş aldı ve sen burada eğlen dedi. Bende bilgisayar sistemi gibi kumar makinesinde oturdum. 10 dakika tutmadı,, bilmediğim oyun olduğu için bir sayıya 42 kez basmışım yanı katlamışım 350 olan puanım bir anda 7500 oldu. Kumarhane görevlisini çağırdım ve şu rakamın parasını getir dedim. 550 dolar getirdi bende kalktım. O arkadaş 850 dolar kazanmış ti , ben otel de yattım geç saatlerde geldi iki arkadaş, para bitmiş, cepten yemişler, sabah kumarhaneye girdiğimde tanıdık bir yüz akşamdan kalmış ve gözlerini ovalıyor, hala oyun masasında.. Buna kumar tutkusu demez, buna enayilik , hatta eşeklik denir.
Bizler hem çay toplamada, hem çay parasını alıp kumarhanelere verdikçe sırtımızdan semer eksik olmayacak.
Çay molası bitiyor,,, 3 sürgün 15 gün içinde başlar, artık sonrası yok, 4 yok, 5 yok,, bundan sonra sıra çeyizlere geliyor. Veya arazilere bizim semerliler Kumarhanelere devam etsinler.