Başkalarına karşı beslediğimiz güvenin en büyük kısmını doğrudan, kendimize olan güvenimizdir.
İnsan hayatını etkileyen önemli faktörlerden biridir güven duygusu. Gerek kendimiz, geleceğimiz, insanlarla olan ilişkilerimiz ve gerekse toplumumuz ve insanlık adına yapacaklarımızın teminatıdır. İnsanı başarıya götüren yoldur. Güven duygusu özünde cesaret, saygı, sevgi, kendini değerli hissetme gibi olumlu, güvensizlik ise; korku, endişe ve çekinme gibi olumsuz duyguları barındırır.
Kendine güveni kazanabilmek için; öncelikle kendimizle ilgili artı eksi yeteneklerimizi gerçekçi bir şekilde teşhis etmeli, olumlu yönlerimizi besleyerek desteklemeli ve özgüven arttırıcı tutum ve davranışları sergilemeliyiz. Aksi halde güvensizlik kişinin kendine olan saygınlığının kaybolmasına, kendini değersiz biri olarak görmesine ve toplumdan kendini soyutlamasına neden olduğu gibi, kişinin hata yapma riskini de arttırır.
Kendine güvenini kazanan, iç dünyası ile barış yapmış kimse artık birçok şeyi aşmış demektir. Öncelikle kendine güvenen kimse karşı tarafa da güven telkin eder. Ayakları yere sağlam basar. Kendinden emin hareket eder, yalandan, riyadan, uzaktır. Emanete hıyanet etmez, verdiği sözü her halükarda yerine getirir. İnsanlarla ilişkilerinde dürüstlük, doğruluk ve saygı ön plandadır. Dostluğa, arkadaşlığa önem verir. Kendine güvenen insanların bu kadar güzel özelliklere sahip olmaları çok normal…
Dolayısıyla, bu kişiler hiç kuşkusuz herkes tarafından sevilen aranan insanlardır.
Güvenilen insan sevilir, değer görür. Kendisine güvenemediğimiz, davranışlarından emin olamadığımız, ama hasbelkader sevgi beslediğimiz bir arkadaşımız, dostumuz ile olan ilişkimiz kısa bir süre sonra bitecektir. Çünkü güvensizlik insanın iç dünyasında oluşturduğu şüphe; ateşin odunu yakıp bitirdiği gibi, sevgiyi bitirir.
Günlük yaşamımızda birçok kişi ile etkileşim halindeyiz. Kimileriyle ticarî, kimileriyle birlikte çalışma, kimileriyle sadece selâmlaşıp geçme veya ayaküstü kısa bir sohbet şeklindedir. Bazı kimselerle ise dertlerimizi, sıkıntılarımızı, endişelerimizi, sevinçlerimizi, mutluluk ve hasretlerimizi paylaşırız. Hayat onlarla daha güzel ve daha anlamlı hâle gelir. İç dünyamızı açabildiğimiz bu insanlar doğrularımızı ve yanlışlarımızı, iyi ve kötü yönlerimizi dostça söylerler. Hayâllerimizi, isteklerimizi, daha doğrusu kendimizi gerçekleştiririz onlarla birlikte. Ve onların yanında "gerçek BEN" oluruz. Dostluğu, arkadaşlığı, kardeşliği, sırdaşlığı, dürüstlüğü onlarla yaşarız. Gerçek dostluk ve arkadaşlıklar yılların geçmesi, insanların birbirini tanıması, anlaması ve güven duygusuyla kurulur. Güveni sarsmadan bu güzel ilişkileri hayat boyu sürdürmek gerçekten zordur. Güven sarsılınca bütün ilişkiler bir anda yıkılır; yere düşen cam misali paramparça olur. Çünkü güven duygusu insanları birbirine bağlayan, birbirleri ile olan ilişkilerini perçinleyen bir mıknatıs gibidir.
Güvensizlik ailede; eşler arasında, çocuklarla anne-baba arasında, işyerinde; işverenle işçiler, yönetilenlerle yöneticiler arasında olduğu zaman hiçbir şey yolunda gitmez. Bu durumda insan gücünü kullanamaz, güzel duygularını sergileyemez, yapabileceklerini yapamaz, yenilikleri deneyemez, ilişkiler sıradanlaşır, hayat rutin hale gelir, maddî ve manevî kazanımlar biter.
Güven duygusu olmayan bir aile düşünün; anne-baba birbirine, çocuklar anne-babaya güvenmiyor, aynı çatı altında olmalarına rağmen kimse niyetini, yapacaklarını çeşitli endişelerini açıkça söyleyemiyor. Orada ailenin hangi ferdinin düşüncesi, sevinci, acısı veya derdi paylaşılır ki? Kim gerçek duygusunu açıklar ve kim dürüst olur? Bu ailede olsa olsa, sorunlu, kendine güveni olmayan, sevgiden mahrum çocuklar; birbirini yiyip bitiren, kendi menfaati için diğerini istismar eden, kızgın, bunalmış, yorgun eşler olur.
Duygu ve düşüncelerini, ideallerini, hayallerini, güçlü ve zayıf yanlarını açıkça ortaya koyabilme ve bundan zarar görmeme güvencesine sahip fertlerden oluşan bir ailede bir toplumda, bir ülkede, anlayış, sevgi, hoşgörü, şefkat, merhamet, huzur ve mutluluk esintileri hâkimdir; acılar, sevinçler, endişeler hep birlikte paylaşılır; hayâl ve özlemler birlikte gerçekleştirilmeye çalışılır.
Hep birlikte güvenli yarınlara. Rabbim karşımıza güveneceğimiz kişileri çıkarsın inşallah.
AMİN