Sabah saatlerinde Rize Cumhuriyet Başsavcısı Önder Kemal Sekücü’yü ziyaret ettim. Adli konulara vakıf olduğundan Rize’nin meseleleri ile adli konuları ele aldık. Tabii rahmetli emniyet müdürümüzün konusunu da ele almadan geçemedik.
Çok şeyleri konuştuk. Sekücü mesleğinde tecrübeli ve tecrübeli olduğu kadar da adli konulara vakıf bir kişi. Bölgenin insanı olması sebebiyle; bölge halkını çok iyi tanıyan insanlara yaklaşımı çok iyi bilen, insanların ceza yerine topluma kazandırılmasının gerektiğini düşünen biri.
Rize L tipi cezaevini konuştuk. Cezaevinde 1500’ün üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunduğunu belirtti. Kapalı bir alanda zaman içinde sorunlar çıkabileceğini hepimiz biliyoruz. Ayrıca bunların içinde suça yakın insanlar var. Sürekli sorun yaratıp, sorunları ile mahkum olan, canice davranan, FETO’dan yatan, çeşitli suçlardan yatan insanlar var. Bunların tümünü değerlendirecek olursak aralarında kader mahkûmlarının olduğunu da unutmamak gerek.
Tüm tutuklu ve hükümlüleri kastetmiyoruz. Çok fazla sayıda da olmasa bile içerlerinde gerçekten kişilikli insanlar var; tutuklu veya hükümlü olabilir. Tabi bunların başında yine onlarla birlikte orada duran, zamanını o insanlarla geçiren, psikolojik olarak gördüklerinden rahatsız olan cezaevi sorumluları var. Her zaman psikolojilerinin iyi olmayacağını düşündüğümüz bu insanlardan zaman zaman şikâyetler gelmekte. Bu şikayetler artarsa tutuklu ve hükümlü mahkûmların yakınlarının rahatsızlığı da elbette artar.
İçeride olan gerek tutuklu, hükümlü veya onları orada bekleyen düzeni sağlamaya çalışan insanların psikolojisini tahmin ediyorum. Her insanı memnun etmeleri mümkün değil; onların da bir sabır taşı var ve bir yere kadar.
Buraya kadar her şey normal gibi gözükse de, bazen cezaevlerinde kasıtlı hareket eden yöneticiler olduğunu da duyuyoruz.
İşte sap ile samanın ayrılması gerek.
Belki bizlerde onların yerinde olsak aynı tutum ve davranışı gösteririz. Belki daha kötüsünü yaparız ancak onların yerini tercih etmediğimiz için daha insancıl olmalarını bekliyoruz. Belki de bir taviz birçok tavizi getirecek; o psikolojiyi bilmemiz mümkün değil.
Tabiki şikâyetler gelecek. Bu şikâyetlerden elbette ilgili birimler başsavcılık sorumlu olacak; dert dinleyecek ve dertlere çare mutlaka olacak. Bizde bugün bu konu üzerinde konuştuk, Başsavcı Önder Kemal Sekücü bizi dinledi. Bazen savunma bazen de duyum ve raporlardan bahsetti, ama eminimki dinlediği konulardan notlar almıştır. Çözüm noktasında ilgili birimleri harekete geçirecektir. Keşke insanlar hiç suç işlemezse ve o tip yerler hiç olmazsa, ama olunca da sorunları mutlaka olacaktır.