ÇAYKUR start verdi. Bol bereketli bir sezon diliyorum, inşallah bol kazançlar getirir. Taii öncelikle kendi ürünümüzü kendimiz toplamamız gerek. Bereketi, kazancı bizim hünerli ellerimizde…
Terlemeden, emek harcamadan kazanılan para elimizden çabuk uçup gider.
Hep öyle olmuyor mu?
Gürcülere toplattığımız çaydan elimize ne kalıyor? Ne kadar kalıyor ve paranın nasıl çıktığını bile anlamadan diğer sezonu bekliyoruz. Çay parası olmadan Rizeli Kış sezonunu geçirmekte ve gelecek mayıs ayını beklemekte.
Hepimiz çay üreticisiyiz, ekim sonunda kimsenin cebinde tek kuruş kalmaz. Hadi yüklen kredi kartlarına! İkide bir bankalar arıyor. Artık numaraları ezberledik ve meşgule atmaya başladık. Çünkü arayan yer belli.
Şöyle bir hesap yapalım…
Çay sezonunda Gürcü işçilere ne kadar para verdik, 1,5 ton çayımız olduğunu düşünecek olursak sezon boyu 6 ton çay ve tonunu 400 TL den ödediğimizi düşünecek olursak 2400 TL gürcülere vermiş oluyoruz. Yani 12 Bin TL’nin 2400 TL’si Gürcülere gitmekte. Gübre kesintisi ve diğer masraflar kesildiğinde elimize net kalan 6-7 Bin TL civarında bir para. Çay bahçesi bizim ve kendi elimizle bankalara karşı sorumlu kalıyoruz.
Geçmişe baktığımızda kendi ürünümüzü kendimiz topluyorduk. Çocuklarımızı hazır yiyiciliğe alıştırdık, internet bağımlısı yaptık.
Artık özümüze dönmeliyiz. Çay bahçelerimiz Gürcü işçiler ile birlikte yavaş yavaş özelliklerini kaybetmekte. Kendi evladımıza değer veriyorsak ürünümüze de değer vermemiz gerek. Bunun başka yolu yok!
Şimdi sırada bekleyen özel sektör, ÇAYKUR ne zaman zor duruma düşecek veya üretici ÇAYKUR’a çay veremeyecek düşüncesi ile hareket edecek.
Genel Müdür açıkladı, bazı uyanık özel sektör artık avucunu yalamalı. Genel müdürün süresi doluyor ve bazı sektörler bunu kendileri için bir avantaj olarak görmekte. Cumhurbaşkanının iki dudağı arasında genel müdürün kalıp gitmesi, Başarılı işlere imza attı ve attığı imzaların kuruması beklenmeli, yeni projeler var, bunların hayata geçmesi için genel müdürün görevi başında kalması gerek. ÇAYKUR belki bu sezon zarar etti, ancak bunun sorumlusu genel müdür değil. Cumhurbaşkanımız Çay zammını kabul etmeyince kurum zarar etmek zorunda kaldı.
Yeni çay sezonu ve yeni iş hayatı, bu hayata kendimizi alıştırmamız gerek. ÇAYKUR kotayı 570 kiloya çıkartarak tarihin en yüksek kotasını ilan etti. Bunun sebebi belli ve üretici zararına ürününü vermesin. Tabi üretici de kendi çayını toplamalı, zarar etmemek ayrı, parayı yurt dışına göndermek ayrı. Kendi ailemiz, kendi yakınlarımız ile kendi ürünümüzü toplayabiliriz.
İnşallah Cumhurbaşkanına, siyasilere verdiğim dosya hayata geçer ve her üretici kendi bahçesine sigortalı olarak çalışır.
Üreticinin kendi çayını toplamasının tek yolu çay üreticisinin kendi ürününü toplarken sigortalı olması, bunu daha önceki yazılarımda belirttim. Bunun hayata geçirilmesi için çalışmalarım sürüyor. Dileğim bu hayata geçer ve çay üreticisi kendi ürününü kaliteli olarak toplayarak sigortalı olur.
Bol kazançlı bir sezon diliyorum.