Şehir içine çoğu zaman girmiyorum.
Günün belli saatlerinde trafik oldukça yoğun. Hele Liman kavşağından başlayan ve Metelere kadar uzanan bölgede adım adım araçla ilerlemek gerek. Tabii şehir içine girecek bazı kişiler liman kavşağını kullanarak şehre girmeye çalışsa da kavşak altında sıkışıp kalıyorlar.
Yıllardır aynı sorun. Meteler kavşağı bir az olsun genişletildi; ancak yeterli değil. Herkes trafikten şikâyetçi. Zaman zaman YAZ GAZETECİ diyenler var. Yazmak kadar kolay bir şey yok. Önemli olan öneride bulunmak.
Ne yapılabilir?
Neler yapılması gerek?
Sorunun çözümüne nasıl katkı sağlayabiliriz?
Öncelikle alternatif üretmemiz gerekiyor.
Tabii insanın aklına değişik fikirler gelmekte. Tek veya çift plaka uygulaması.
Olur mu?
Bence uymaz…
Neden mi?
Çünkü Rize’de herkes cumhurbaşkanı; hemen sızlanmalar, siyasetçinin kapısını çalanlar, bize nasıl ceza yazılır sesleri yükselmeye başlar…
Tek veya çift plakalı araç mı alalım gibi seslenmeler yükselir.
Bu sistem yürümez.
Peki, başka öneri?
Alt veya üst geçit. Kızılay’daki gibi. Zemin yükseltilmeden alt geçit, üçlü çıkış olabilir. Alt geçidin deniz seviyesinin altına inmesi nedeniyle önlemler alınabilir. Su dolgusu ile otomatik olarak devreye girecek sistem yerleştirilebilir.
Menderes bulvarını takip eden; hastane veya terminalden çıkan araçlar valilik önünden sahil yoluna verilecek çıkış ile yol rahatlatılabilir.
Meteler kavşağına şehir merkezinden girecek olanlar alt geçit ile sahil yoluna yönlendirilebilir.
Bunlar birer öneri, farklı düşünen varsa söylesin.
Öncelikle şehir içi trafiğinin rahatlaması için iş yeri sahiplerinin araçlarını otoparklarda bırakması gerek. Şehir içinde çift sıra parklara asla müsaade edilmemesi gerekiyor.
Zaman zaman şehir içinde yaya gezdiğimde trafik ekipleri araçlardan anonslar ile trafik sorununu çözmeye çalışıyor. Bu bence hiç doğru olmayan bir yöntem. Rizeli anonsları hiç takmaz. Yazılan cezalara hiç aldırmaz.
Ne olmalı?
85’li yıllarda Rize’de emniyet müdürlüğü yapan Aslan Şaroğlu vardı. Bir gün Saray Pastanesinde otururken bir Jeep aracı trafik kurallarını çiğnediğini pastanenin camından gördü ve polis otosu yanından geçti gitti. Şaroğlu telsizle hemen anons etti “ Oğlum sizi anneniz araç içinde mi doğurdu” dedi ve fırçayı bastı.
Araç içi ile şehir trafiği çözülmez. Kilitlenen noktalar belli. Polis ekipleri şehrin belli yerlerinde yaya olarak, görevlerini yerine getirmeli. Çift sıralara anında müdahale etmeliler. Hele Şeyh Cami şehir merkezi girişine asla araç çektirilmemeli.
Tabii bunlar benim görüşüm ve yanlış düşünmüş de olabilirim. Sadece önerilerimi yazdım. Beğenen alır beğenmeyen devam eder.