Devletin elindeki veriler, elimde değil. Süreci yöneten devlet görevlilerinden biri değilim. Bu konuda söyleyeceğim sözlerin bir dayanağı yok yani.
Çoğumuz aylardır had safhada tedirgin, hatta paranoyak hallerdeyiz.,
Biri burnuna karabiber kaçıp da hapşırsa değil mekan semt değiştiresimiz var.“Evde kal” uyarılarına uyulup uyulmadığına dair net bir bilançoya da sahip değilim.
Evimin penceresinden dışarı bakarak “Evde kal” uyarılarının ülke çapında nasıl bir sonuç verdiğini anlamam mümkün değil.
Gerçekten de hepimiz için zor bir sınav oldu.
Ve anlaşılıyor ki, birkaç yıl daha pandemiyle yaşayacağız.
Ama ortada bir fatura varsa herkesin birlikte ve eşit ödemesi gerekiyor.
Bilim Kurulu’nu, devlet bürokrasisinin ihtiyatlı olmasını anlıyorum.
Ellerinde verilerle hareket ediyorlar, riski küçültmek etmek istiyorlar, sistemin sağlıklı çalışması için her türlü alternatifi düşünüyorlar.
O yüzden daha ölçülü davranarak , daha sabırlılar...
Ama şöyle de bir gerçek var.
Bu salgın beklediğimizden de uzun sürdü.
2020’nin başında Kovid 19’un hepimizi evlere kapatacağını söyleselerdi kimse inanmazdı.
Bazı sektörler gerçekten hazırlıksız yakalandı.
Bazılarının ise ayakta kalabilmesi için sürekli kapılarının açık olması gerekir.
Küçük esnafın değil birkaç ay sonrasını, bir hafta sonrasını görecek hali de kalmadı.
Ve asıl gerçek salgının bitmediği, toplumsal bağışıklığın kazanılabilmesi için en az bir yıla daha ihtiyaç olduğu...
Ama her koşulda devlet kadar hatta devletten daha çok bizlerin, yani vatandaşın dikkat etmesi gereken bir döneme giriliyor.
Bakın çocuklarımız okullarından uzak kaldılar.
Bu boşluğun telafisi zor olacak.
Belki yaz döneminde de okulları açık tutmak zorunda kalacağız.
Ve küçük esnaf, yeme içme sektörü...
O kadar zor durumdalar ki...
Bu işletmelerin ayakta duracak halleri kalmadı ve maalesef ağır bir fatura ödediler.
Tedbirlerin gevşetiliyor olması salgının bittiği anlamına gelmez.
Rabbime Emanet olun.....