İki gün önce Fener İmam Hatip Lisesi 4’üncü kattan çöpleri yere atan görevliler ile ilgili haber yaptık. Tam karşımızda bulunan okulun 4’üncü katından çöp poşetleri yere atılıyordu. Belli zaman bekledik, belki atmazlar diye, sonra devam etti.
Doğal olarak bizde fotoğraf karesine aldık. Uyarı haberi ile okulun örnek olması gerektiğini ve çöplerin pencereden atılmaması gerektiğini yazdık. Okullarımız örnek olması gereken yerler, hele yöneticileri tam örnek olmalı.
Ama nerde?
Haber sonrası okuldan birileri aradı. İsim vermedi. Benimle görüştü ve nasıl bir haberci olduğumu, gazeteciliği bilmediğimi, bunun hesabını vermem gerektiğini söyledi. Bende cevap hazır; buyurun istediğiniz yerde buluşalım, ukala ve terbiyesiz şahıs ukala konuşmalarına devam etti. Yanımda yazı işleri müdürüm bayan vardı ve frenleri basılı tuttum. Aslında pek yapmadığım iş ama tutmak zorunda kaldım.
Hemen 3-5 dakika sonra isminin Cemil olduğunu söyleyen okul müdürü geldi. Uyarılabileceklerini, çöplerin atılmasında bir sakınca olmadığını tuttu savundu. Okul müdürü bunu yaparsa biz gazeteciliği bilmiyoruz demektir. Çevreden seyir eden insanlar 4’üncü kattan çöpler yere atıldığını izliyorsa okul müdürünün savunmaya değil, gereğini yaptık demesi gerekirdi.
Komşuyuz, hatalarımızı örtmeniz gerek gibi kelimeler…
Suçlu her zaman haklıdır savunması ama bizim o zihniyette olan kişilere vereceğimiz cevap belli;
KAMUOYU KARAR VERSİN!
Yine bir iki gün önce yazdığım köşe yazısında ÇAYKUR Ziraat Çay bahçesinde engellilerin bahçeye çıkamadığı ve lavabolara gidemediğini önlem alınması gerektiğini, ülkede yüzde onun engelli olduğunu düşünecek olursak engelliler yollarının yapılması gerektiğini yazdım.
Buradan ÇAYKUR’a teşekkür ediyorum. Sabah saatlerinde Erdinç Bey aradı ve duyarlı bir gazeteci olarak görevimizi yaptığımızı ve gözden kaçtığını hemen ilgileneceklerini ve eksikleri tamamlayacaklarını söyledi.
İşte duyarlılık, işte insan ve işte insancıl yaklaşım.
Bu anlayış olmalı, bu anlayışta olursak meseleleri el ele vererek çözeriz. İnsanların kötü ile iyiyi ayırması gerekiyor.
Biz işimizi yapacağız, kurumlar ve diğer birimlerde işlerini yapacak.
Biz uyaracağız, hataların üzerine hata yaparak değil, hataları çözerek refaha kavuşacağız...
Şimdi buradan tehditler savuran, pantolon giyen o şahsiyete sesleniyorum. Duyarlı vatandaş gibi hatanı kabul et ve özrünü dile…
Hatalar kabul edildikçe doğrular yapılır.
Bir daha tehdit edeceğine yüzüme gelir, onu burada yaparsın, telefonla ancak korkaklar tehdit ederler.
Biz kabadayı değiliz, biz toplumun menfaatlerine, insanların yararına, duyarlılığa karşı kalemimizi kullanıyoruz.
Ama tehditlere de meydan vermeyiz. Bu böyle biline.