Yeni bir yıl yeni bir sezon ve yeni bir seçim( Referandum) artık her şey yeni, o zaman beyinleri de yenilemek gerekir.
Dünya kabuk değiştirdiği yeni bir yılda bizim de artık küf tutan kabuğumuzdan çıkma zamanımız geldi. Rize deyince ilk akla gelen ÇAY ,, Mecliste bekleyen Çay yasa tasarısından henüz ses yok, geçtiğimiz yıl Yaş çay kampanyasının açılış töreninde konuşan bakan kampanya sonuna kadar yasa tasarısının mutlaka geçeceği sözünü vermişti. Artik yeni kampanya hazırlıklarına bu ay itibari ile başlıyoruz. Tabii bakanın da verdiği sözün arkasında durmasını bekliyoruz. Her ne kadar bazı maddeleri belliyse de önce tasarının kamuoyu ile paylaşılması gerek. Geçmişte eski Milletvekili Ali Bayramoğlu hazırladığı tasarıda özel sektörden yana keserin ağzını vurmuştu. Çünkü kendisi de özel sektördü ve bu tasarı geniş yankılara neden olunca Cumhurbaşkanı Erdoğan Ali Bayramoğlu”nu fırçalayarak “ Size kim dedi tasarı hazırlayın” demişti.
Çay kanunu 1949 lu yıllarda o zamanın imkanları ile çıkartılmış bir tasarı, tabii bu tasarıda sadece bir iki madde var ve sektörü kapsayan, üreticiyi koruyan her hangi bir madde yoktu. Aradan 68 yıl geçti ve Çay ile ilgili henüz bir kanun veya bir yasa bulunmamakta.
Merak edilenler arasında Kaçak çay ile ilgili getirilecek caydırıcı tedbirler, Devlet tarafından belirlenen taban fiyatın altında alan özel sektörlere ne gibi yatırımlar uygulanacak, kayıt dışı çay alımları için neler yapılacak. Üretici vadeleri ne olacak. Bahçesine girmeyen üreticiyi nasıl teşvik edecek? Bunların hepsi kafalarda kalan soru işaretleri.
Çay sezon hazırlıkları başladı, tabii buna göre gerek çaykur gerek özel sektör yeni sezona kendini hazırlamaya başladı, depolar da satış bekleyen çaylar var. Kaçak çay in ülkemize girmesi ile hem Çaykur hem de özel sektör zor duruma düşmekte. Bu nedenle Çay kanunu mutlaka sezon öncesi çıkmalı.
15 Mart tarihinde STK lar Rize Valisi Erdoğan Bektaş başkanlığında 53 Gazeteciler Derneğinde toplanacak, elbette dernek başkanı olarak benim de fikirlerimi açıklayacağım bu toplantıda önceliğim Rize ve çay olacak.
Daha önce bazı köşe yazılarımda yazdığım Gürcü işçilerin her yıl yaklaşık 400 Trilyon çay sezonunda aldığı paranın Rize”ye kalması formülü olacak. Bununla ilgili hazırladığım ve Cumhurbaşkanına bile sunduğum bir proje var, bu projeyi STK lar ile paylaşacağım. Yine STK lar birliğinin oluşması ve istihdam için birliktelikle Rize de yeni iş sanayi kuruluşları projelerinin hazırlanması, Çayın başkenti olan Rize”de park ve bahçe alanlarında çay fidanlarının dikilmesi, Taksi duraklarının şehir merkezinde yarattığı trafik yoğunluğu, Şehir merkezinde hediyelik çay satış yerlerinin mutlaka olması, Bunlar benim düşüncelerim arasında yer alan bazı projeler.
Hayata geçsin demiyorum, hiç olmazsa tartışmaya alınmalı ve bu konular üzerinde yeni fikirler ortaya atılmalı, Dağ ile deniz arasında sıkışan Rize”nin artık bir bacası olmalı, mutlaka bir yöne çıkış bulmamız gerek, bu Salarha vadisi mi?, yoksa Pehlivantaşı güzergahı mı olmalı ?, verilen anı kararlar maalesef Rize”nin önünü kapattı, bunlardan biri Stadyum diğeri ise inşaatı devam eden AVM yer tercihleri bana göre çok yanlış, yapacağımız her yanlış bize doğru olarak dönmeyeceği gibi gelecek nesillerin de önünü kapatmış oluyoruz.
15 Mart tarihinde Dernek binamızda yapacağımız toplantıda istişare yolumuz ve istişare edeceğimiz çok konu olacak.