Gerisini dememe gerek yok, ama şöyle bir ekleme yaptım, “Büyütürsün yetimi, Adam sanır kendini” lafın etik olanı bu.
Her alanda bu söz geçerli, siyasette kendine yakın gördüğün kişiyi yanına alırsın, birlikte yol yürürsün, her konuya vakıf edersin, tüm alanlarda peşine taşırsın. Bir gün bakarsın, hal ve tavırları değişmeye başlar. Kendine yeni yollar aramaya başlar. Birden bakarsın kendini ön plana çıkarmak için alt yapı kurmaya çalışır, ayağının altını ovalamaya ve kazmaya başlar.
Bu olay köpeği seversin, okşarsın, yedirirsin elini ağzına koyduğunda elini ısırır, gel ki köpekler o kadar nankör değil ama ona benzer hayvanlar var. Ezmeye kıyamadığın veya öldürmeye kıyamadığın bazı yırtıcı hayvanlar gibi büyüttüğün ve yanına taşıdığın kişi bu yırtıcı hayvanlar gibi seni yemeye veya ezmeye çalışır. Bunu siyasetin içinde çok gördük. Kendini büyümüş sanan ve her şeyini ona destek veren kişiden öğrenen kişi bir gün onun koltuğuna göz dikebiliyor.
Bu siyasette sadece değil, bir memur düşünün, şef yaptınız, ardından yardımcınız yaptınız, kendisini büyük bir adam yerine koymaya başlar ve artık onun hedefi sizin yeriniz. Bunu anladığınızda artık iş işten geçmiştir.
Bu sadece siyaset veya bürokraside değil, tüm kurum veya kuruluşlar ile her meslekte geçerli, STK larda baktığında aynı şekilde kendine yakın gördüğün, gecen ve günün birlikte geçen, çok güvendiğin kişi bir anda menfaatleri kesildiğinde hemen senin karşında rakip olmaya başlar, seninle yürüdüğü dönemleri unutarak onunla paylaştığın özel konuları bile dedikoducu kötü niyetli karılar gibi sağda solda yaymaya başlar.
İşte asıl tehlikeli insanlar bunlar, bunların her zaman emzik ağzında olması gerek, zadece emzik yetmediği gibi şekerli su bile yetmez, ille de bal sürmen gerekiyor. Her zaman bal bulamadığında bir günde reçel sürelim dediğinde hemen dedikoduya başlayarak kendini büyüten, emek veren kişiyi satmaya başlar.
Son dönemlerde bu tür olayları sık sık yaşamaya başladık, dününü unutan, geçmişinden ders çıkarmayan, gününe şükür etmeyen, çok kişi görmek mümkün.
Bu sadece siyaset değil, bürokrasi değil, STK değil, her iş alanında aynı şekilde, gerek diğer meslek guruplarında, gerek kurumlarda, gerek se bizim içimizde de aynı. Dün sizin yanınızda kaşeli muhabirlik yapmak isteyen, bugün karşınıza sizin koltuğunuzda yeri ve gözü olan kişidir. Artık insanları iyi seçmek gerek, seçerken de mesafeleri mutlaka korumak gerek, bildiklerinin hepsini değil, ona yetecek kısımları öğretmek gerek.
Yettiği kadar denmeli, maalesef insanlara fazla güveniyoruz, onlara fazla itimat ediyoruz, onları kendimiz gibi dürüst ve ahlaklı biliyoruz. Ama yediğimiz kazıkları çıkartırken yine acıyı çeken biz oluyoruz.
Bazı insanlar menfaatleri kadar sizlere ihtiyaç duymakta, hele ayağınızı bir ufak ters basın, ilk sizi sırtınızdan bıçaklayacak olan kişi çok fazla güvendiğiniz kişi olacaktır.