Rize’de neler dönüyor, kimler kimlerin kuyusunu kazıyor? Rize toprağı kaygan olmamasına rağmen siyaset kaygan ve siyasetin içinde bulunanlar kaygan zemine meraklı…
Kim nerede ne yapıyor? Bu insanı nasıl harcarım? Bu adam çok iyi çalışıyor. Şu bizi geçiyor; bizim önümüze geçmesin, aman bunu durduralım!
Bunları hep gördüm, hala görüyorum.
Neden insanlar kendi işlerine bakmıyor?
Neden çalışan insanlara çelme takmaya çalışılıyor?
Neden insanlar insanlara hizmet etme derdinde değil veya hizmet edenlere saygı duymuyor?
Hemen her birimdeki müdür ve amirleri tanımaktayım. Kimin kaç puan ettiğini; hangi meziyetlere sahip olduğunu biliyorum.
Müdür oldum, adam oldum demek değil! Müdür oldum insanlığımı kaybetmedim olmalı. Birilerinin başarısını çekememezlik, ona kuyu kazmak olmamalı.
Şöyle valilik binasına bir girelim. Hangi müdürün kapısı sonuna kadar halka açık? Hangi müdür kapısını kapatmış ve sekreterden izin almadan, müdür istemeden yanına girebiliriz?
İşte Rizeliyi çileden çıkartan bu olaylar…
Bu durumlar karşısında Rizeli cumhurbaşkanı da olur, reis de olur. Siyasetin en tepesindeki Recep Tayip Erdoğan’da olur.
Rizeli aşamayacağı engelleri aşmak ister. Rizeli her zaman önde olmak ister. 30 yıldır olduğu gibi. 30 yılda Rize liderler yetiştirdi. Türkiye’de her zaman önde oldu. Bu halkın üzerine olumlu veya olumsuz düşünülebilir ancak liderlik vasfı yerleşti.
Bunu kimse silemeyeceği gibi. Daire amir ve müdürlerinin de bu duruma alışması lazım. Bazı kapılar sekreterlerden geçiyor. Bazı müdürler kendilerini siyasetin üstünde tutarak, vatandaşı oyalamaya gidiyor.
Zaten mesele buradan çıkıyor. Rizeli asla engellenmek istemez. Rizeli tek kızar, tez soğur, Rizeli çok sever, çok çabuk patlar. Bunu zaten biz biliyoruz ama bilmeyenler var.
Siyaseten bir yerlere gelenlerden bazıları halkın gözünde sıfır olarak görülmekte. İşini yapana her zaman saygı duyduk. Geçtiğimiz günlerde bir daire müdürünü aradım. Sekreteri çıktı, söylediği kelime ise ilginçti;
Ne konuşacaksın?
Ne soracaksın?
Sana ne dedim, sen önceden sorguya mı çekiyorsun?
Tabii bu sekreterden kaynaklanmıyor. Onun müdüründen kaynaklanıyor. Kim ne derse desin siyasetin artık bu tip müdürleri tespit etmesi gerek. Cumhurbaşkanı 24 Haziran sonrası partililere seslendi; vatandaşın ayağına gidin, onların dertlerini dinleyin, onların sorunlarına çözüm üretin dedi. Onlara;
Vatandaşı kovun demedi!
Onlara oturup maaş alın demedi!
Ve onlara siz kralsınız da demedi!
Ama maalesef Cumhurbaşkanı başka diyor, birilerinin önerileri ile müdür olanlar başka yapıyor. İşte Rize siyasetçileri bunları ayıklamalı. Bu insanları uyarmalı. Bu müdürcükler ya müdür olacak, ya da babalarının evine dönecekler.
Sayın vali ile geçtiğimiz günlerde birlikteydik ve ona ilk Rize’ye geldiği günü ve sorduğum soruyu ve yine verdiği cevabı hatırlattım.
Verdiği cevap…
‘ Millet olmazsa; devlet olmaz. Devlet olmaz ise biz hiç olamayız. Biz milletin emrindeyiz, devlet bizim kurumumuz.’
İşte bu anlayış ön planda olmalı, çünkü millete hizmet devlete hizmettir.