İlişkiler başlar, biter kimisi gayet anlaşmalı medeni bir şekilde bulur kimisi aldatma kavga gürültü ya da taraflardan birinin cinayete kurban gitmesiyle son bulur. Elbette ki boşanma kaçınılmazsa en yakışanı karşılıklı anlaşarak evliliği sonlandırmaktan geçiyor. Fakat birçok kadının ya da erkeğin aldatma yoluyla boşanması hem dünyada hem de ülkemizde yaşanan yıpratıcı bir durum. Şimdi size bir kadının gerçek bir aldatılma hikâyesinden bahsedeceğim. Gerçek yaşanmış bir olayı köşeme taşıyarak insanların neler yaşadıklarını gözler önüne sermek istedim.
Gerçek olan bu hikâyede aldatılan maalesef bir kadın.
“İlişkiniz nasıl başladı?”
Sene 2001. O zamanlar 18 yaşındayım. O yıl çay toplamaya kuzenlerimle birlikte köye gideceğiz. O da bizim uzaktan akrabamız. Bir Ali* var ama bu kim onu bilmiyorum; oraya gidince öğrendim. Memlekette çay topluyoruz. Akrabamın çocuğu diye biliyorum ama yakinen tanımıyorum. Çay topluyoruz hiç alakam yok o sıralar. Bir şekilde muhabbet dönüyor telefonlarımızı birbirimize veriyoruz. Ağzı çok güzel laf yapıyor yalnız kendisinin. Şairlere taş çıkaracak derecede hemde. Öyle bir edebiyatçı sözleri var ki bunun çaylıkta ne işi var dersin. O sıralar mesajlaşıyoruz derken ufaktan ilişkimiz başlıyor. Kuzenlerim duyunca, ne işin var diyenlerden tut da yanıma yakıştıramayanlar bile olmuştu. Hatta o kadar çevren var kala kala buna mı kaldın diyorlardı. Neyse biz devam ediyoruz ilişkimize. Tabi her şey çok güzel gidiyor; sabah uyanıyorum bir sürü romantik mesaj. Bir romantik, bir duygusal sözler ki sorma. Çay bitiyor sonrasında ben dönüyorum İstanbul’a. İlişkimiz telefonlarla yine devam ediyor. 8 sene bu şekilde bir ilişkiyi yürütüyoruz bu süre zarfında belki iki kere İstanbul’a yanıma gelmişliği vardır. Her gelen mesajlarını yazıyorum ben ajandama. Bu dönemden kalma bir koca ajandam var.
Ajandanda neler vardı peki?
Ne yok ki o ajandada. Bana yazdığı şiirler, mesajlar, sözler. Ağzı çok güzel laf yapıyordu. Zaten ağzının çok iyi laf yaptığı bu ilişkinin zamana vurulmasıyla ortaya çıkacaktır. İlişkimiz bu şekilde uzaktan uzağa devam ediyor. Bu dönemde kendisi çalışmıyor tabi üniversite sınavlarına hazırlanıyor, üniversiteye gidiyor fakat tutunmayıp geri dönüyor üniversiteden.
Abisi bir şekilde yanına alıyor işlere sokuyor falan derken sürekli bir sıkıntıyla uğraşılıyor. Evvelinden beri sorunlu biri olduğunu tabi ben hep sonradan anlıyorum ve keşfediyorum. Bekârken âlem ortamı olan kadın düşkünü olduğunu öğreniyorum fakat benden sonra düzelir her şey yoluna girer diye bakıyorum önüme. Gel zaman git zaman biz devam ediyoruz o zamanlar ‘msn’ var; onun üzerinden sohbet ediyoruz. Sırf onla görüşebilmek için ilk maaşımla bin 200 lira verip laptop alıyorum o dönemin parasıyla. Bana neler söylerdi msn adresimi bile kendi isimlendirmişti. Msn yoluyla sürekli yazışır görüşürdük. Bir dönem şüphelendim bundan tabi o hep aynı şifreyi kullanırdı ve bir gün şifreyi yazıp giriyorum ki ne ararsın bir tane ilaçlık erkek bile yok hep kadın ve müstehcen isimlerle dolu listesi. İnanılmaz isimlerle inanılmaz kadınlar vardı. Yine başka bir gün açıyorum adresini ki bir kadın kamera isteği atıyor, aşkım falan filan yazıyor buna. Bana yazdığı gibi ona da sözler şiirler yazılmış. Ayrıldım tabi dayanamayıp bende. Bu zaman sürecinde kendisi askere gidiyor o dönem bende işte çalışıyorum. Askerliği bitiyor ve soluğu yanımda alıyor. Yanıma geldiğinde o kadar itici geldiki, yanımda durmasını bile istemedim. Kendimi sorgulamaya başladım; ben bunun neyiyle beraberim kaç yıldır diye. Bu nasıl bir şey bilmiyorum zerre yanımda istememe rağmen, ondan ayrılamıyorum. Gel zaman git zaman derken isteme olayımız oldu. Nişanlandık. Nişanlıyken yine msn adresine girdim yine bunu orda kadınlarla yakaladım. Nişan atmaya karar verdim. Rahmetli annem o zamanlar sağdı. Dayımın çiftliği vardı Sapanca’da annemde yanındaydı o sıra. Anneme telefon açtım ve dedim ki; anne ben nişan atmak istiyorum. Annem şok oldu. Dayın hemen biletini kesiyor buraya gel dedi. Ben çok kararlıyım nişanı atacağım diye düşünüyorum. Bir değil iki değil bu duruma meyilli bu adam dedim kendime. Aynı gün Sapanca’ya gittim. O dönem dayımın kızı da nişan atmıştı. Dayım baya sinirlendi siz bu nişan atma işini adet edindiniz dedi kızdı ve üstüme yürüdü.
(devamı yarın)