Kaldığımız yerden devam ediyoruz ve bir kadının aldatılma hikâyesinin bütün yıpratıcılığıyla…
“Kayınpederim de öğrenince oğlunun beni aldattığını gitmemi istemedi izin vermedi ve o olay da o şekilde kapandı, kapatıldı. Kadını aradım kim olduğunu sordum meğer arkadaşı Ahmet’e* senin kız arkadaşını olduğunu söyle demiş ve bana da öyle söylendi. Tabi inandım mı yine inanmak zorunda mı kaldım orası tartışılır. Gel zaman git zaman derken ben İstanbul’a taşındım.
Peki, bu kadın evli miydi?
Evet ,kadın evli. Ama tabi sonradan öğreniyorum bende. Ben bir yandan hastayla, yaşlıyla çocukla uğraş derken baya sıkıntı çekiyorsun. Eşim olacak mahlûk da benim oyuncakçı dükkânımda çalışıyor tabi. O sıra memlekete gidiyorum Ahmet’i görüyorum ve soruyorum hani senin kız arkadaşındı diyorum ama denemek için, o da abla napayım yemin ettirdi beni deyince ben hayatımın şokunu yaşıyorum yine. Meğerse öyle dedirtmiş zorla. Yine devam dedik bir şekilde, maalesef ki. İşe girdim o sıra kızım daha iki buçuk yaşında. İş çıkışı yanına uğradım bunun telefonda bana bir şey gösterince meğer konuştuğu kadının mesajını silmemiş ve ben o mesajı görüyüm telefonunda yine. Mesaj şöyle ‘ hayatım çok hastayım hastanedeyim’. Bu kim falan deyince rengi değişti telefonu aldı mesajı sildi hani nerde gibi numaralar yapmaya çalıştı, aklımla oynuyor aklınca tabi. Napsam ne etsem diye düşünüyorum babam da evlenmemizi hiç istememişti ben bunu düşündüm eve geldi yeminler ağlamaklar derken yine konu kapandı tabi. Bir gün yine memlekete gidecek oyuncak dolduruyor valizine ne yapacaksın bunları dedim çocuklara dağıtacakmış güya. Telefonu yine bıraktı yanıma yine mesaj ‘ Hayatım Erdi’nin* oyuncaklarını getirmeyi unutma’ ve aynı kadın yine. Yine kavga gürültü yollamadım gitmesini engelledim. Ama bir türlü ne yaptığını kabul etmiyor.
Mesajlarını gördüğün halde mi etmiyor?
Aynen. Öyle bir şey yok nerden okudun bunu diyor. Bana resmen şizofren muamelesi yapıyor.
Peki, o mesajı niye kopyalamadın ekran görüntüsü niye almadın?
O an aklına gelmiyor ve zaten hemen aklına gelince dönüp telefonunu alıyor hemen. Açıyor aradan 8 yıl geçiyor fakat kadın sürekli dükkâna gelip gidiyormuş tabi bunları yine hep sonradan öğreniyorum. Dükkânı evin damadı diye buna devrediyoruz falan. Bu güya düzel diye eve işe gidiyor namaza niyaza başlıyor, oruçlar tutuyor böyle ki sorma meğerse hep beni ve ailemin gözünü boyamak amaç. Ama ben yine uyuyorum arkamdan neler dönüyor neler yine. Annemi kaybettikten sonra her şey yavaş yavaş ortaya çıkıyor çünkü annemden korkuyormuş kendisi. Yıllardır benim dükkânımı satıp savurup ne varsa beni aldattığı o kadınla kaçıp gitme planları kuruyormuş meğerse bu iblis. Yine memleketteyim. Evden çıkalım diye bahane neler uydurmaya başlıyor, babamın ona verdiği dükkandan babamı çıkarmanın peşine gidiyor bir de. Şuna bakar mısın babamın ona beş kuruş almadan verdiği dükkândan babamı çıkarmak peşinde işte bu kadar karakter yoksunu. Bunu kabul etmeyince boşanıyoruz diyor.”
(Devamı yarın)