Sokağa çıktığıma bazen pişman, bazen de gerek duymaktayım.
Her gittiğim yerde insanlar ekonomik sıkıntılar içinde ve sorunlarını peş peşe anlatmakta. Aynı konuları duymaktan bazen sıkılmıyor değilim.
Ancakkk bu sadece Rize’nin sorunu olmamakla birlikte ülkenin sorunu…
Belki Rize’de biraz daha fazla hissedilmekte.
Bunlara değindik. Rize’yi zorluklar bekliyor dedik.
Neden böyle dedik. Rize çaya dayalı tarım yapmakta ve Gürcülere her yıl 600 Bin TL para ödemekteyiz. Kendi ürünümüzü başkası toplayıp parayı alıyor ise şayet bizim kış ortasında para bulmamız mümkün değil.
Peki, Rizeli neyi bekliyor?
Geriye kalan destekleme paraları ve bunun dışında Mayıs sonuna kadar bu bölge sefaleti yaşamak zorunda.
İnsanlara bunu anlatmaya çalıştık. Esnaf ise yılbaşı nedeniyle alacaklarını alamamaktan şikâyetçi. Toptancı ve büyük esnaf müteahhitlerin ödenek alamaması yüzünden zor durumda. Devlete iş yapan firmalar yine yılbaşı nedeniyle para alamadıklarından yakınmakta.
Yana ağlayan ağlayana, kimsenin yüzü gülmüyor.
Herkesin derdi ayrı; tabii bizim derdimiz de aynı kapıya çıkmakta.
Dert dinlemekten dert anlatmaya zaman yok. Sorulanlar arasında dolgu alanı ve belediye blokları da var. Esnaf “ Ne olacak halimiz, nereye gideceğiz” diye sormakta.
Elbette sizi sokağa atmayacaklar diyoruz.
Size bir yer gösterilecek veya sizlerin yeri yapılacak ardından sizlerin yerleri alınacak diyorsak da, pek inandırıcı olmuyor.
Ekonomi kötü.
Esnaf ve tüccar zor durumda…
Vatandaş ise eve iki ekmek getiriyor ise ne mutlu ona. Bu aylarda hele Şubat sonu ödeneklerin çıkmasına kadar esnaf ve tüccar idare etmesini bilmeli. Vatandaş ise yeni çay sezonunu beklemeli. İnşallah huzurumuz bozulmaz. İnşallah sağlığımızı kaybetmeyiz. Ağlama ile bir yere varamayız.
Derdimizi anlatmasını ve çözüm bulmasını bilmeliyiz.