Pantolon giymek, sakal bırakmak, hacca gitmek, evlenmek, çoluk çocuğa karışmak, lüks arabaya binmek, hepsi ayrı ayrı bir değer…
Lüks araban, paran olabilir, tabi paran varsa itibarın da olabilir. Çevren geniş olur, çok arkadaşın olur, saygın iş adamı olabilirsin… Bunların hepsi tamam veya yüksek tahsilli de olabilirsin.
Hani Vali olup babasını ayağına çağıran bir hikâye var ya, yine adam olamayan, işte o misal.
Her şey olman mümkün. Vali de, bakan da, muhtar da, doktor veya iş adamı da. İnsan yaşamını sürdüğü 70-80 veya 100 yıl hayatı boyunca her şey olabilir.
İnsan veya adam olamaz!
Nereden çıktı bu kelime, yine kime çatıyorsun Mustafa diye soranlar olacak...
Aslında amacım kimseye çatmak değil. Günlük yaşantımızda çevremiz baktığımızda bunların örneklerini görmemiz mümkün. Ama bu örneği vermek için yine birilerine çatmam gerek. İsterseniz önce çatayım sonra devam edelim.
Önceki gün bir arkadaşıma uğradım, arkadaş da bir kulüpte çalışıyor. İçerde sohbet ediyoruz. Bu sırada kapı vurulmadan bir dingoz yani yönetici kapıyı açıyor. Daha selam sabah vermeden müsaade almadan arkadaşı dışarı çıkarıyor.
Elmanı olabilir, yönetici olabilir, kral da olabilir hiç fark etmez…
Ancak içeride senin yönetici olduğun bir kulüpte, yalnız senin elemanın değil, başkası da var. Fakat sen kendini kraldan çok kralcı sanıyorsan öyle diyelim. İçeride biri oturuyor ve elemanını dışarı çağırıyorsan bile içerdekinden bir müsaade istersin. Ben böyle düşünüyorum. Yanlış mı?
Tabi dingoz derken yanlış demedim. Dağdan indi desem yanlış olur. Çünkü dağdan inen temizdir, doğaldır, buna ancak çöplükten çıkmış insan müsveddesi diyebilirim.
Geçmişte aynı insan yine gazetecilere sorun yaratmıştı. Hatta ceketim burada demişti. Yine aynı kişi. Fakat insan kendini hiç geliştirmez mi? Bu kadar kültürsüz olunabilir mi?
Allah para verir, ancak akıl vermez. Buna sonradan parayı verdi aklını aldı!
Neyse adres belli… İnsan olmak kolay değil. İnsanlık kişiliğini almak hiç kolay değil. Önemli olan insanlara insan oldukları için değer vermektir.
İnsanın rengi, cinsi, dini, engelli, kör, topal, zengini, fakiri, kürtü, lazı çerkezi hiç farketmez kimseyi de ilgilendirmez…
Hiç umurumda değil. Umurumda olan şey insanlara insan oldukları için değer vermektir. İnsanları küçük görenler geçmişlerini unutmamalı. Yırtık ayakkabısını, üzüm kasalarını unutmamalı, liman kasalarını aklından çıkarmamalı. Kendi geçmişini unutan asla gelecekten bir şey beklememeli. Karşısında ki insanı hor görenler, küçük görenler, aslında kendileri hiçbir şey değildir.
Ramazan günü aslında çok daha şey yazılabilir, ama ilk günler olduğu için biraz frenle rampadan ineyim…
Bugün böyle olsun. İyi ramazanlar.