Birinci sürgün hayırlısı ile bitti…
Bitti bitmesine de kim kârlı kim zararlı bunun hesabını yine üretici yapacak. Her zaman beklemek kâr mı getirir, zarar mı bunu iyi düşünmek gerek.
Çay çok hızlı ve etkili başladı. Tabii mübarek Ramazan ayının da etkisi ile hadi bitirelim yatalım, ramazan ayında çay ile uğraşmayalım, gibi bir düşünce ile başladık.
Hani çay ile biz uğraşsak bu sözü anlarım. Çay ile uğraşan kendimiz değiliz, Gürcüler.
Gürcüler toplayacak, ne topladıkları da belli değil. Çay mı ot mu? Çaylıkta buldukları her şeyi kilo gelsin diye çay bezlerine koyacaklar, onların hangi topladığı helal o da belli değil. Çay paramıza haramı kattığımızda paranın nereye gittiğini bile anlamayız.
Eskiden ne de güzeldi. Topladığımız çay ve çay bahçelerinde evlerde akşamdan yaparak getirdiğimiz yiyecekler; hiç unutmam, unutamam. Hamsi kuşu, taze soğan, mısır ekmeği ile çay toplardık, şimdi çocuklarımızı çay bahçesine sokamıyoruz.
Cebimize giren para haram, nereden gelip nereye gittiği belli olmuyor. Aldığımız çay parası yine harama kredi kartlarına gitmiyor mu?
Ayrıca çay sezonu başlayıp başlamaz özel sektör fiyatları düşürmedi mi?
Bizlerde acele ederek çayımızı toplamadık mı, peki kim kazandı?
-Gürcü mü? Evet
-Özel sektör mü? Evet
-Kaybeden kim? Tabii üretici ve biz.
-Hiç kendimizi sorgulamaya zaman bulduk mu peki?
-Gerek yok çoğunluk diyecek, ama bence var. Aldığımız çay parasının çoğu haram…
-Hadi be Mustafa başımıza hoca mı oldun diyeceksiniz şimdi, bazıları da demeye başladı.
- Hiç de hoca olmaya gerek yok. Çayımızı Hristiyanlar topluyor mu?
EVETTT
Peki, temiz mi topluyorlar?
Tabii ki hayır… Çaylıkta ne varsa; ot, eğrelti, eski yaprak, kök ne ararsan var. Doğru mu?
O da doğru.
Peki, kaçımız çay alım yerinde ekspere benim çayım bozuk, bundan bozuk darası kes dedik.
Hiç kimse, ama ben dedim, hem de defalarca dedim.
Hangi üretici haram yediğini bilmiyor, hepimiz biliyoruz. Çayımızın bozuk olduğunu ve cebimize giren paraya haram karıştığını biliyoruz.
ÇAYKUR ve özel sektör artık bu işe dur demeli, niçin demeli? Çayımız eskisi gibi kaliteli değil. Çayımızdan Gürcü elini çekmemiz gerek. Özel sektör ve ÇAYKUR artık çaydan çöp darası düşmesi gerek. ÇAYKUR her yıl 30 bin ton çöp parası üreticiye vermekte, yanı 600 Milyon TL haram para sadece ÇAYKUR’dan cebimize girmekte ve ÇAYKUR zarar etti demekteyiz. Acaba bizim ne kadar bu zarara katkımız var, işte ortada 600 Milyon TL.
Çay kanunu değil, çay üreticisi artık kendine gelmeli. Çay sektöründe faaliyet gösteren gerek borsa üyeleri, gerek ÇAYKUR artık çay çöpüne bir çözüm bulmalı.
Çöpünü kabul etmeyen üretici o zaman çay alım merkezi kapısında çayını seçmeli, bunu geçmişte bu üretici yaptı ve o paralarla ev, arsa, araba ve mülk veya altın sahibi oldu.
Peki, şimdi alınan çay paraları nerede?
Banka kredi kartlarına yetmiyor bile. Hem tembeliz, hem de lüks yaşamak isteyeceğiz, yok öyle bolluk. Kafa sıkıştıkça eller harekete geçmeli, kimse kusura bakmasın İşkura girip yan gelip yatmak ve bu milletin vergilerinden maaş almak kimseye hayır getirmez. Her şey helal olmalı, harama uzanan el çürür gider.