Havalar güzel, ekonomik durumu orta ve yüksek olanlar hafta sonlarını piknik veya gezilere ayırırken ekonomisi ortanın altında olanlar ise buldukları alanlarda çocuklarını eğlendirmeye çalışıyorlar. Hayatın gerçeğini kimse değiştiremiyor.
Çay üreticisi gerek kendisi gerekse tuttuğu işçiler ile gününü çay bahçelerine geçirmekte, tabii özel sektörün verdiği fiyat önemli, Çaykur Cuma günü kendi köyümde 50 Kg dekar başı kontenjan derken Pazar günü gelen mesaj ise 30 kilo birden düşerek 20 kiloya indi.
Çayda artık ikinci sürgün hız aldı, Haftaya üretici yine çay bahçelerine girerek devam edecek, Tabii Çaykur”dan kotasını dolduran zorunlu olarak peşin para derdine düşerek en yüksek fiyat veren sektörü tercih edecek.
Yeni bir hafta, yeni bir serüven, kimin ne olacağı belli değil, yeni gün derken günlerden eksilen günler anlamına geliyor. Kimsenin garantisi olmadığı gibi, yeni bir haftada neler olacağını kimse bilemez.
Hayat devam ediyor.,,, Kimisi için iyi kimisi için kötü,, elbette yaşam sürdükçe insanlar aç veya tok gözlerini yeni ufuklara takmaya devam edecek, gariban hayalleri ile, zengin ise kazık düşünceleri ile devam edecek, yeni iş alanları düşünerek, yatırımlarını daha çok kazanacağı yerlere doğru yöneltecek. İşte hayatın gerçeği bu.
İnsanlar asla yaşadıkları gerçekleri unutmazlar, servetine servet katmak isteyenler ile hayatın tadını çıkarmak isteyenler her ikisi ayrı kefede, kimisi çok kazanır ancak yemesini bilmez, kimisi kazancı ile yetinerek “ Bir daha dünyaya gelmeyeceğim, barı yaşayarak hayatı geçireyim” diyenler var.
Doğru olan bu, kimse bir daha dünyaya gelmeyecek, her insan yaptıkları ile anılacak, bu konuda meslek hayatımda tanıdığım çok cimri, orta cimri, az cimri iş adamları var. İsim saymaya kalksam, kendilerini sorgulamak zorunda kalacaklar. Elbette bunları yazarken aklımdan bir sürü isim geçiyor. Hele Rizeliyim diyerek, Rize’ye tek derdi para olan insanlarda var. Hiçbir sosyal hayatı olmayan, tek düşüncesi İslam adına yaptığı şeylere inanan ancak 5 İslam’ın dışına çıkarak kendisinin doğru olduğuna inandığı yollara gidenler var.
Onlara sormak lazım, İslam dinini ne kadar doğru yaşıyorsun, kaç insanın elinden tuttun, kaç insanın aç karnını doyurdun, hangi insanların yarasına merhem oldun. Yaşadığın ve kazandığın şehre ne kazandırdın?
Çok daha sorulacak sorular var,,
Ama hakkı ile yaşamayı bilen iş adamları yok mu?, bu konuda örnekler çok, asla siyaset, asla iltimas geçmeyeceğim Kaya Yıldırım, hakkı ile iş adamlığını yaşayan kişi, benim bildiğim ve gördüğüm kadarıyla asla garibanı boş göndermedi, gerek burs vermekle, gerek kumanya göndererek fakir insanların duasını alan bir kişi.
Başka örnekleri mutlaka vardır, ancak ondan daha iyi konumda olan çok insan var, sadece pantolon giyip, kravat takarak, son model araba binerek insanlık olmuyor.
İşçi çalıştırarak “ İstihdam yarattım” demekle de insanlık olmuyor, istihdam yarattıysan onların sırtından kazanıyorsun demektir. ANLAYANLARA ….