İnsan hakları, CMK ve diğerleri, İnsan hakları beyannamesinde insanları koruyacak çok madde var, insana benzemeyen ancak insan sayılan kişilere karşı bu yasaların olmaması gerekiyor. Evcil hayvanlar ile sokak hayvanları dahi o iki ayaklı insan sayılanlardan daha değerli benim için.
Sadece insan sayılan, iki ayaklı, kendi menfaatleri için çalışan, insanları çeşitli şekillerde aldatan iki ayaklıların İnsan Hakları korunmasına tabi tutulmaması gerekiyor.
O tip insanların hangi canlıya göre muamelesi görmesi gerektiğini ben de kestiremedim, Herkes hak ettiği gibi yaşamalı.
Nasıl hayvanların tutum ve davranışlarına göre muamele görüyorlar ise insanlar arasında Gaddar, insanlara bakış açısı değişik olan, insanları rant kapısı olarak gören, insanlara eziyet eden, iyi niyetleri art niyet olarak kullanan iki ayaklıların kafese atılmış, zincire vurulmuş, bağ altında tutulan hayvanlar gibi aynı seviyede tutulması gerektiğini düşünüyorum.
Hak eden hak ettiği muameleyi görmeli, evcil hayvanları evimizin içine kadar sokuyoruz, ellerimiz ile besliyoruz, ama yabanı olan insanlara zarar vereceğini düşündüğümüz hayvanları zincire vurarak kümese besliyoruz. Uzaktan yem atarak onları insanlardan uzak tutuyoruz.
Toplum içinde insanların oturmakta bile zorlandığı, zorunlu hallerde bir araya geldiği iki ayaklılar aramızda maalesef çok.
Şu pörsütürler, şu yasalar, insan olmayanlara bile insan değeri veren kanunlar mutlaka yeniden düzenlenmeli ve nasıl hayvanlar arasında değişik yasalar var ise bu tip iki ayaklılar da aynı yasalara tabi tutulmalı.
El kol bağlayan, yasalar maalesef devletin elini kolunu bağlıyor, yapılması gerekenlerin yapılmasını engelliyor.
Korona Virüs ten daha tehlikeli olan ENTUBE olan iki ayaklılar içimizde rahat bir şekilde gezerken, bunlara karşı sadece İnsan görüntüsü ortaya çıktığı için devlet gereğini yapmakta zorlanıyor.
Maalesef devletin kurumları bazı iki ayaklıları da insan yerine koymak zorunda kalıyor. Toplum içinde yeri ve değeri olmayan bu iki ayaklıların bir şekilde kendilerini insan yerine koyması mide bulandırmaktan başka bir şey değil.
Polis veya Jandarma ekipleri pörsütür gereği işlem yapmak zorunda, tabii onların elini kolunu bağlayan yasalar var. O kurumlar bağlı oldukları kurumlara karşı sorumluluk içinde, galiba eski dönemi özlemeye başladım.
Şu falaka işini, Polis ve Jandarmanın elini kolunu bağlayan “ İnsan Hakları” maddesi ile suç ve suç işlemeye meyillilerin önüne geçilemiyor.
Kanunlar el kol bağlarken, Polis ve Jandarmamızın elinde bir şey kalmıyor. Onlara hak vermek gerek, sadece evrak işleri onların elinde, yaz, çiz, tutanak tut, gözaltına al, çıkar mahkemeye mahkeme serbest bıraksın veya adlı kontrol desin.
Geçtiğimiz günlerde ekranlarda izlediğimiz suç makinesi hırsızın, adliyeden adlı kontrol şartı ile serbest kalmasından sonra güvenlikten polisin çantasını alarak uzaklaşması.
Bu tip insana benzeyen iki ayaklıların yeri toplumun içi değil, toplumun içine bu tip iki ayaklıları sokmak, Doberman köpeğini insanların içine salmaktan farklı değil.
Galiba insanları özledim, menfaat peres, insanları kullanan, suç işlemeye meyilli veya suça yakın iki ayaklıların toplum içinde olması beni olduğu kadar toplumun tüm kesimlerini rahatsız etmekte.
Sözün özü her insan yaşam tarzlarına, durumlarına göre değerlendirilmeli. Kimse kimsenin arkasında olmamalı. İnsanlara zarar veren, iki ayaklı kimliği belirlenemeyen tiplemeler toplum içinde barındırılmamalı.
Şu kolluk kuvvetlerinin elini bağlayan pörsütürler de insanlara göre değiştirilmeli ve güvenlik güçlerinin eli kolu bağlanmamalı.
Rize Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin bu koşullar karşısında yapacağı sadece evrak işi ve suçluyu yakalamak. Fazlasını beklemek biraz hayalci olur. Kaçakçılık, narkotik ve suçlulara karşı mücadelelerinden dolayı başta Emniyet Müdürümüz olmak üzere tüm ekiplerimizi kutluyorum.