Zaman zaman ülkemizde çeşitli iktidarlar döneminde cezaevine yatanlar için genel veya kısmı aflar çıkartılmakta.
Tabi devleti yönetenler bu sayede oy potansiyellerini artırma peşinde. Tabii yapılan afların gelecekte yaratacağı sonuçlar bazen kanlı veya suçların tekrarlanması olarak karşımıza çıkıyor.
Çeşitli suçlardan yatanlar cezaevinden çıktığında kendilerini her hangi bir işe hazır görmeden çıktıkları için suçlu bulundukları suçları tekrar işlemeye devam ediyorlar.
Öncelikle bu tür af olaylarında alt yapıyı hazırlamak gerek,
Nedir bunun alt yapısı,,,?
Cezaevleri sadece 4 duvar arasında yatmak olmamalı, devlet burada ekmek elden su gölden, Yat yat uyu sistemini mutlaka kaldırmalı.
Suçlular öncelikle cezaevlerinde suçlarına göre arındırmalı, örneğin terör suçundan yatanlar ayrı bir cezaevinde, hırsızlar ayrı, kadın cinayeti , istismar, dolandırıcılık veya çeşitli suçlardan cezaevlerine girenler ayrı ayrı cezaevlerinde barındırılmalı ve bunlar burada psikolojik destek veya çeşitli eğitimler ile topluma kazandırılmalı.
Çalışma ortamı veya meslek sahibi olmaları sağlanmalı, af tan önce insanların topluma kazandırılması önemli.
Toplu af yerin kısmı aflar olmalı, tabii bunun öncesinde İnsan hakları komisyonu her siyasi partiden kurularak Cezaevi müdürlüğünün vereceği rapor doğrultusunda halk içine girebilecek seviyeye geldikleri düşünülenler için komisyon önüne bu insanlar çıkarak psikolojik ve fizik en toplum içinde girmeyi hak kazandıkları komisyon tarafından sorulacak sorular karşılığında hazır oldukları görülmeli. Ardından Adalet Bakanlığı komisyonundan çıkacak olan raporlar ile tahliye işlemi yapılmalı.
Bugüne kadar yapılan aflarda sonuçları birlikte gördük, af tan yararlanarak çıkanların bir çoğunluğu suç işlemeye devam etti. Veya kendisini toplum üstü kişi olarak belirleyerek çalışmadan hayat geçirmeye veya eski suçlarına dönmeye devam etti.
Sonuç ise yine cezaevi oldu.
Cezaevlerini boşaltmak kolay, birkaç yıl önce 270 bin lere çıkan tutuklu ve hükümlü sayıları 100 bine kadar düşürüldü.
Peki sonuç?
Bugün ülkemizde bulunan cezaevlerine baktığımızda birçok cezaevinde nöbetleşe yatıldığını duyuyoruz, rakamların 300 bin seviyesine çıktığının farkındayız, hele Rize gibi bir ilde her ay 60-70 kişinin tutuklandığını görmekteyiz, Rize ülkenin en küçük ili olması nedeniyle bu kadar kişi cezaevlerine gönderildiyse, diğer büyük iller ve orta nüfuslu illerden kaç kişi tutuklandığını merak ediyorum.
Bu kadar suç ve çeşitli olayların yaşandığı ülkemizde öncelikle insanları suçlardan caydırıcı tedbirleri almamız gerekiyor.
Nedenler az çok ortada, kadın cinayetlerinde daha çok boşanma konusu söz olunca yaşanan cinayetlerin önüne geçilebilir. Devlet koruması altında veya çalıştığı iş yerleri yakınlarında ikametleri sağlanarak devletin özel güvenliği ile korunabilirler.
Hırsızlık olayları ve değişik suçlarla ilgili polisiye tedbirleri alınabilir, mahalle veya sokaklar polis veya bekçilere zimmetlenebilir.
Ama önceliğimiz Genel veya kısmı aflar yerine halk içine çıkmaya hazır olan, iş hayatına girebilecek durumda olanların komisyon tarafından tahliyesinin daha uygun olacağını düşünüyorum. Kader mahkumiyeti dediğimiz bu tür olaylarda af sistemi mutlaka belli kurallara bağlanmalı.