Ülkemizin sosyal, ekonomik, ulaşım, sağlık, savunma, Turizm, bilgi çağında büyümesi elbette hepimizin gurur duyması gereken olaylar.
Terör olaylarının bitmesi, insanların huzur içinde yaşaması elbette ülkede yaşayan insanlar olarak bizleri memnun ve mutlu etmekte.
Geçmişi hatırlayanlardan biriyim, okul dönemlerimizde girdiğimiz kuyrukları unutmadım, benzin, şeker, tüp, zeytinyağı, her türlü gıda, sağlık kuruluşlarında ilaç kuyrukları, doktorların hem yazıhanelerinde, hem hastanelerde çifti mesaisi, tabii bu mesai sırasında ofislerine hastalardan aldıkları ücretler karşılığında hastanede sıra vermeleri. Hastalardan alınan senetler, hatta ölen insanları teslim etmemeleri, hastanelerin pislik içinde olması, belki bu yüzden yüz binlerce insan hayatını kaybetti.
O günleri, Siyasi kavgaların yaşandığı günleri unutmak mümkün değil, elbette bugünleri arayan bir toplum olmuş idik.
Yine o günlerde iktidara gelen partiler kendi yandaşlarını ek işler vererek onların çeşitli hatta bilmedikleri alanlara yönlendirilmesini sağladılar.
Ülkede rüzgâra göre yön değişen iş insanları veya sadece insanlar oldu. Bir anda büyüyen, bir anda yıldızı parlayan firmalar ortaya çıktı.
Bakkal, lokantacı, eczacı veya çeşitli alanlarda küçük esnaflar bir anda ihracatçı, müteahhit, iş adamı olup çıktı.
Rakip partinin insanları ise yerine belli süre saymaya başladı, iktidar değişti bu kez iktidara gelenler büyümeye başladı.
Peki, bunlar nasıl büyüyordu, çok basit yandaşlar sayesinde bu milletin vergisinden, fakirin sofrasından alınan beslenme gıdalarından.
Çok zengin iş adamı gördüm, çok birden büyüyenler gördüm, çok lüks içinde yaşayan insan gördüm.
Sonları hüsran, sonları huzursuzluk ve amansız hastalık veya iflas oldu. Bu konuda çok kişiyi örnek vermem mümkün.
Şimdi bakıyorum,, durum da değişiklik yok, o dönem siyasi partiler kendi yandaşlarını büyüttü, şimdi ise aynı çizgi devam ediyor.
Siyasetçi ihale takip etmemeli, siyasetçi memur, amir, bürokrat ile uğraşmamalı, siyasetçi bağlı bulunduğu partiye hizmet ederken, birilerini üzüp, birilerini sevindirmemeli. Siyasetçi bulunduğu il veya ilçede halkına nasıl katkı yaparım, halkın huzur ve güven içinde yaşamasını nasıl sağlarım, bulunduğu alanda projeler üreterek yeni iş sahalarının açılmasına katkı sağlayan olmalı.
Siyasette çok isim gördüm, Nihat Mete, Mehmet Aslankaya, İsmet Sevimli, Süleyman Fırat, Nusret Karaca, Arif Kopuz, Zeki Mayi, daha niceleri, peki şimdi bu insanlar nerde, etki ve yetkili mi?
İsimleri unutulmuş, yaptıkları iyilikler veya kötülükler çöp kutularına atılmış. Yarın aynı şeyi bugün siyasette üst kısımda olanlar yaşayacak.
Unutulmaz olmak kolay değil, unutulmaz olmak demek bulunduğun ilde insanlar arasında ayrım yapmadan adil, adaletli yürüyeceksin.

