Seçim geldi,, geçim derdi,,. Hangisi sizin için önemli,, Elbette akşam sofranıza koyacağınız yemek sizin için önemli.
Seçim derdi ise seçilmek isteyenlerin derdi, onların derdi toplumun derdi değil, onların derdi, daha iyi yaşamak, yoksa onların derdi Milletin derdi değil.
Tabii seçilecek kişinin kişilik karakteri önemli,, Ben yıllardır bu meslekteyim ve şimdiye kadar Rize’nin dertleri ile ilgilenen iki kişi gördüm. Mesut Yılmaz ve Hasan Karal, bundan sonrasını seçilenlerden göreceğiz.
Önceki gün FACE DE bir yazı gördüm ve dikkatimi çekti, bu yazıyı sizlerle paylaşmak istedim.
Kahveden sonra Atatürk soruyor:
– Hayrola İsmet?.. Sende bir fevkaladelik var bugün… Ne oldu?.. Neye sinirlendin?
– Türk Hava Kurumu’nun toplantısı vardı da…
– Eee, ne olmuş varsa?
– Fuat beyi (THK Başkanı) epey terlettim… İstifaya falan kalktı.
– Çalışkan çocuktur Fuat… Kurumu da iyi yönetiyor.
Bunlara bir diyeceğim yok… Fakat canımı sıkan bir şey oldu.
– Neymiş o?
– Hesaplarda bir kuruş oynuyor.
– Bir kuruş.
İnönü:
– Daha önceki toplantıda dikkatimi çekmişti… Bu bir kuruşun nereye gittiğini öğrensinler diye talimat vermiştim. Bulamamışlar… Fuat beyin hassasiyetini anlıyorum… Ama milletimiz ondan daha hassastır… Verdiği paranın nereye gittiğini mutlaka bilmek ister… İstifa bu gibi hallerde en kolay çıkar yoldur… Ama kimseyi rahatlatmaz… Hatta söylentilere bile sebep olur.
Atatürk:
– Demek mesele bu… Bir kuruşun hesabı seni bu kadar üzdü… Haklısın… Kırk para (bir kuruş) günün birinde 40 lira, 40 lira da 400 lira olur… Bu da giderek büyür halkın ağzında… Cumhuriyet’i kurarken böyle bir kuruşlara çok ihtiyacımız oldu.. Peki ne yaptın sonunda?
İnönü:
– Memurları seferber ettim… Ve bir kuruşun yanlışlıkla başka bir hesaba geçirildiğini bulup, çıkarttırdım… Bizim milletimiz cömerttir, elindekini, avucundakini verir… Ama verdiğinin doğru, dürüst yerlere harcandığını görmek ister… Buna inanmak ister.
Şimdi sizler bir düşünün ve bir karar verin,, Böyle bir uygulama var mi ;?
Değil 1 Kuruş, değil, 1000 Krş veya binlerce lira, onları da geçin, Milyarların veya trilyonların hesabını veren var mı ;?
Bir söz vardır,, Atı alan Üsküdar ı geçiyor,, hadi at i boş verdik,, kamyonları alanlar, gemileri alanlar, köprüleri, köprü altından bile geçtiler.
Siyasette benim tuzum kuru hangi siyasetçi söylüyor ise yalan söylüyor, siyasete girenler Milyonlarca Lira harcayacak ve ben milletim için bu parayı harcadım, milletime hizmet etmek istiyorum, onun için aday oldum, onun için para harcıyorum.
Diyenlere …. Ne demeli;
Alkış mı tutmalı,, yoksa
Yahu bu adam milleti düşünüyor, millet için savaşıyor, bunun yanında bizde olalım,,
Demeli miyiz sizce;
Yoksa,, yahu bunlar kendini düşünüyor, bunların kimseye faydası olmaz, bunlar ihaleler peşine koşacak, bunlar maaşlarına bakacak, bunlar iş kovalayacak, boş ver mi demeliyiz.
Sizce ;
Şimdi gelmiş geçmiş siyasetçilere bakalım, hangisi Kahraman sözü ile başlasak, hangisi Bize yakın oldu.
Bu soruyu sorduk,
Peki şimdiki adaylardan, Hangisi bize yakın sorsam,, ilk önce Serkan ve Muhammet dersiniz, Remzi zaten Rize de durmuyor, Bodrum da ancak Rize den bağını kesmiyor.
Serkan Birben ve Muhammet Avcı ikisi bu sokakların çocuğu, ikisi Rize de ve dönüp dolaşacakları yer Rize diyeceksiniz, yarın vekillikten düştüklerinde yine bizim yanımıza gelecekler diyeceksiniz.
Doğrusu bu,,
O zaman doğru bir ise doğruyu uygulamakta fayda var.