• 29 Ekim 2025 Çarşamba
  • Rize AÇIK
  • 00:00
    29 Ekim 2025 İmsak: Güneş: Öğle: İkindi: Akşam: Yatsı:

Vefatının 5. Yılı Anısına (6 Kasım 1947-30 Ekim 2020)

AHMET MESUT YILMAZ VE HATIRALAR

Vefatının 5. Yılı Anısına (6 Kasım 1947-30 Ekim 2020)

Ahmet Mesut Yılmaz’ın siyasi yaşamı boyunca Rize onun için hep birinci önceliği idi. Altı kez milletvekili seçimlerine katıldı ve her dönem Rize’den aday oldu. Milletvekilliği, Bakanlığı ve Başbakanlığı dönemlerinde Rize’ye yatırımları oldu. Gurbette kimliğinde Rizeli yazması, araç plakanın 53 olması onun dönemlerinde imtiyazdı. Rize ziyaretleri bayram havasında olurdu. Rizeli ile arasında ne koruma ne de güvenlik duvarı olurdu.  Cep telefonun numarası hemşerilerinin çoğulunda vardı. O Rizelileri, Rizeliler de onu çok sevdi. Rizeliler ona Rizeliyiz Seninleyiz dediler ve hep yanında oldular.

DİLEDİĞİNİZ SORUYU RAHATLIKLA SORABİLİRDİNİZ

Yerel gazeteci memleketine katkı sağlamak gayesiyle ahlakı kuralların dışına çıkmamak suretiyle muhalif durur. Belki de bu mantıktan hareketle Merhum Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz’a siyasette en popüler olduğu dönemlerde ben yerel bir gazeteci olarak muhalif dururdum. O zamanlar siyasette muhaliflikte güzeldi. Gün boyu muhalif sorular sorduğunuz siyasiyle akşam bir yerde oturup sohbet edebiliyordunuz. Mesut Yılmaz’ın Rize ziyaretleri bayram havasında olurdu. Halk ile arasına barikat kurulmazdı.

MESUT KARDEŞİME Bİ SARILAYIM

Mesut Bey bana bir hatırasını söyle anlatmıştı: “Cumhurbaşkanı Özal ile aynı araçla Çamlıhemşin’den Rize merkeze doğru hemşerilerimizi selamlayarak yol alıyoruz. Çamlıhemşin ilçe merkezinde geçerken bir hemşerim Sayın Özal’ın bulunduğu yönden kollarını açarak araca doğru koşuyordu. Özal kendisine doğru gelen vatandaşa karşılık vermek için kollarını uzattığında hemşerimiz “Ya bi çekil haburdan Mesut kardeşime bir sarılayım” der demez Özal ve Yılmaz gülmeye başlamışlar.

AKÇAL AİLESİ VE İBRETLİK OLAY

Yassıada Mahkemeleri üzerine araştırmalar yaparken Mesut Yılmaz Bey’in amcası Yusuf İzzet Akçal’ın hayatı dikkatimi çekti. Örnek bir Rizeli, fındık çubuğu gibi dümdüz bir insan.  Akçal; 1939 yılında Erzincan’da, 8 şiddetinde meydana gelen 40 bin insanımızın hayatını yitirdiği, büyük deprem felaketinde Erzincan ili Cumhuriyet Savcısı idi. Kurtarma çalışmaları için mahkûmları cezaevine dönmeleri koşuluyla serbest bırakan Akçal, mahkûmlarla birlikte birçok can kurtardı. İnönü'yü de çok duygulandıran olaydan sonra mahkûmlar Meclis kararıyla affedildi. Bu insanı okudukça, ardından söylenenleri duydukça ilgim arttı. Eski bakan Yusuf İzzet Akçal’ın oğlu, eski başbakan Mesut Yılmaz’ın ise amcasının oğlu olan Erol Yılmaz Akçal, babasının hâkimliği dolayısıyla bulunduğu Diyarbakır’da 1931 yılında doğdu. 1971 askeri muhtırasından sonra yaşanan ara rejim döneminde üst üste 3 kez bakanlık koltuğuna oturdu. 1971 asker muhtırasından sonra kurulan ara rejim hükümetlerinde bakanlık yaptı. 8 Ocak 2016 tarihinde aramızdan ayrıldı.

RİZELİYİ KURTARAN TOPRAK OLDU

RİZELİ BİRGÜN ELBET KÜLTÜRÜNE DE SAHİP ÇIKACAKTIR

Merhum Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrencisi iken Çayeli Kültür Cemiyeti aylık yayın organı Çayeli Dergisi’nde Rize ve Rizespor üzerine yazılar kaleme alıyordu. Yılmaz Derginin Kasım 1968 tarihli 2. Sayısında kaleme aldığı yazısında Rize ilini romanlara konu olacak şehir olarak tanımlıyor ve memleketini şöyle anlatıyordu: Eğer bugün yeryüzünde yaşantısı bir romana konu olabilecek birkaç şehir varsa, bunlardan birisi de hiç şüphesiz Rize’dir. Ancak bu romanın edebi niteliğinin fazla renkli olmayacağını da hemen itiraf etmek gerek:' Kendi kaderine terkedilmiş yoksul bir yurt köşesinin günün birinde toprak ananın lütfuyla ansızın zenginleşmesini anlatan bu romanın okuyucuları altın madeninin zengin ettiği ülkelerdeki kanlı cinayetlere benzer renkli unsurlar bulamayacaklar bu romanda. Olsa olsa bir ibret romanı bu. Hem de iki yönlü bir ibret romanı Bir yanda kavuşulan serveti adilce bölüşen insanların ibret verici hikayesi. Öte yanda toprak anadan istemesini bilmeyen, ona yeterince değer verilmeyen insanlar için alınacak ibret dersi. O Rizeli ki, çayı bulana kadar kurtuluşu hep topraktan başka yerde aramıştı. İşte Rizeliyi kurtaran gene o toprak oldu. Bugün toprağına sahip çıkan Rizeli bir gün elbet kültürüne de sahip çıkacaktır”.

53 PLAKASININ AYRICALIĞI VARDI

Merhum Başbakan işte böylesine Rize siyasetinde iz bırakmış bir aileden geliyordu. Aktif siyaset sonrası yazdığım Rize konulu kitaplara ilgisi beni mutlu ediyordu.  Bizim uşağımız, bizim kardeşimiz, bizim ağabeyimizdi o. Mitinglerinde alan yetmez Şeyh Cami’nin ve çevre binaların çatıları insan dolar taşardı. Arkadaşım Kerim Akçay o günleri ne de güzel anlatıyor: Rize mitingleri insanlar kopar gelirdi. Peştamallı nenelerimiz , sakallı dedelerimiz çocuklar gibi şendi.. Gülerdi hep el sallardı sıkmadık el dokunmadık yürek bırakmazdı her gelişinde. O gerçek bir Rize aşığıydı. Sadece Rize mi? Rizespor o olmasaydı tarihin tozlu raflarında yerini almıştı. Rizespor’un peşine deplasmanlara giderdik. Otobüsün önünde Rizespor bayrağı, ön camın sağında Türk Bayrağı Solunda Mesut Yılmaz posteri polis durdurur; “kutsal toprakların adamları gelmiş” diyerek gideceğimiz yere kadar eşlik ederlerdi. 53 Plakalı arabaların dokunulmazlığını o dönemleri yaşayanlar bilir..

HAMSİYİ KAVAĞA DEĞİL AYA ÇIKARMIŞTI AYA

Türk siyasetinin tecrübeli ismi Rahmetli Demirel, 1991 seçimlerinde Rize meydanında tarihi söze, daha doğrusu gafa imza attı. ‘Hamsi kavağa çıkarsa ANAP da iktidar olur’ dedi. Rizeliler bu sözü Mesut Beyin şahsında tüm Rizelilere hakaret olarak gördü. Zaten her daim destek olduğu Yılmaz’a sımsıkı sarıldı. Bende o süreçte Hamsi vurdi karaya / Yazık oldu paraya / Hamsi kavağa değil / Aya çıkacak aya şeklinde bir türkü yazdım. Hasan Yazıcı’nın seslendirdiği türkü o seçimde Anavatan Partisi tarafından kullanıldı

RİZE’DEN TEK TEK SORDUĞU İSİMLER BENİ ŞAŞIRTMIŞTI

En son Beykoz’daki özel konutunda kendisini ziyaret etmiştik. Arkadaşla birlikte ziyarete giderken “görüp sağlığını sorup hemen ayrılalım” demiştik. Çünkü hastalığından dolayı kendisini yormak istemiyorduk. Ama öyle olduk ki biz kalkmak istedikçe “durun hele maç bitsin” diyordu. Maç umurumda değildi oysa. Güzel olan onunla sohbet etmekti. İki sözünden biri Rize idi. Bir yandan karşımızda duran dev ekranda maç devam ediyor, diğer yandan sohbet ediyorduk. Ülkemde başbakanlık yapmış, hayatı hep yoğun tempoda geçmiş biri bana ad, ad, Rize’deki ortak tanıdıklarımızı soruyordu. O hızlı tempoda o isimleri tek tek nasıl tanıdığına hem de benim de aynı kişileri tanıdığımı bilmesine şaşıyordum.

KÜTÜPHANESİNDE VE YÜREĞİNDE RİZE’NİN YERİ AYRIYDI

Bir önceki ziyaretimde dev kütüphanesinde kitaplar arasında kaybolmuştum. Tek tek kitapları inceliyordum. Bir arada “bu yana gel. O kitaplar sana yaramaz. Seni aradıkların burada” dedi. Kitaplığından bağımsız bir Rize kitaplığı oluşturmuştu. Orada Rize üzerine araştırmalar yapan arkadaşlarımın ve benim kitaplarımı görmek beni çok mutlu etmişti. Ayrıca kütüphanesinde mükerrer olan kitapları ve kendi hakkında yazılan kitapları imzalayarak bana hediye ediyordu. Bir de Erkal Zenger’in Siyaset Cambazhanesinin Cazgırı kitabını okumamı tavsiye ediyordu.

BİZİM BAŞKAN KALELERİ ŞAŞIRDI

Rize Spor Tarihi kitabımı inceledikten sonra “sana bir Rizespor fıkrası anlatayım” dedi.  Bakan olmuşuz. Rize’nin her sorunu gibi Rizespor içinde bizden çare bekliyorlar. Rizeli bir iş adamımızı Rizespor’a başkan yaptık. Meğer bizim başkan futboldan hiç mi hiç anlamıyormuş. Birlikte maça gittik. Bana ne yapacağız dedi. Ben de top ağlarla buluşunca havaya fırla dedim.  Az sonra rakip takım gol atmaz mı bizim başkan havada.

 

Merhum Başbakan Ahmet Mesut Yılmaz’ı vefatını 5. Yılında rahmet ve özlemle anıyoruz.

 

Fatih Sultan KAR / İST.

 

 

Bu habere ifade bırak!

  • 0
    KIZGIN
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    HAHAHA
  • 0
    ALKIŞ
YORUM EKLE