• 16 Ekim 2025 Perşembe
  • Rize AÇIK
  • 00:00
    16 Ekim 2025 İmsak: Güneş: Öğle: İkindi: Akşam: Yatsı:

“KESİN KÜME DÜŞER” DENEN RİZESPOR ŞAMPİYON OLDU

“KESİN KÜME DÜŞER” DENEN RİZESPOR ŞAMPİYON OLDU

Rizespor 1984-85 sezonuna Fehmi Ekşi’nin Başkanlığında, Cesarettin Alptekin’in Teknik Direktörlüğünde başlamıştı. Büyük transferler yapmaksızın sadece dört-beş yıl Rize’deki amatör takımlarda oynayan oyuncuların birleşmesine Trabzon amatör kümeden gelen Metin ve Turgut takıma takviye olmuştu. “küme düşmesinler yeter” denilen bir takım ile yola çıkılmıştı. İşte o takım Şampiyon olmuştu. Bu Şampiyonluğun baş mimarları hiç şüphesiz şu an aramızda olmayan Fehmi Ekşi ve Cesarettin Alptekin idi.

Rizespor 1984-85 sezonuna kendi öz kaynaklarından yetişen şehirden yetişen çocuklarla çıkıyordu. Ekiple sezon başındaki düşüncesi lige tutunabilmekti. Rizespor yağmur, çamur, soğuk ve sıcak demeden bir profesyonellikten daha çok bir amatör hırsı ile mücadele edip, transfer ayında milyonlar akıtarak transfer yapan rakiplerini gerilerde bırakıp mutlu sona ulaşıyordu. Günümüzün Rizespor’unun örnek alması gereken bir model oluşturdu. Rizespor’un bütün futbolcularını Rizeli gençlerden oluşturdu. Bunların dışında takımda Rizeli olmayan sadece komşu il Trabzon’ Erol Metin ve Turgut yer alıyordu. Küme düşer denen takım şampiyonluğa imzasını attı

BU BAŞARIYA ŞAPKA ÇIKARILIR

Rizespor genel sekreteri Hamit Oral, Rizespor’un 1978/79 futbol sezonunda şampiyonluğu ve Birinci Lige terfi edişini, “Sadece bir heyecan eseri” olarak niteleyerek, bu sezonki zaferi ise tabandan kopup gelen Rizespor gerçeğinin mantık isyanı olduğunu belirtiyor, ve bu isyanın daha büyük ve anlamlı başarılara yönelik teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyordu.  “Futbol sanatı içinde Doğu Karadeniz ve Rize çocuğu bir başka güzeldir...” hükmüne mührünü basan Oral, 1984/85 sezonu şampiyonluğuna yönelik analizine ayrıca şöylesi derinlik kazandırıyordu:

“Kendi öz kaynaklarına dönmek Rizespor için çoktandır beklenen bir olaydı, en iyi öğretmenin zaman olduğunu bir kez daha görüyoruz. Yeşil-Mavili formayı giyenler, onu sadece sırtlarında taşımadılar, kalplerinin en güzel köşesinde muhafaza etmesini bildiler. Hem kendileri saygınlık kazanmış oldu ve hem de Rizespor ödediği ve haksız yere averajla düştüğü Birinci Lige bu kez, en yakın takipçisine 8 puan fark yaparak, 46 puanla ikinci defa, hiç kimsenin beklemediği bir ortamda terfi etle olanağını buldu. Türkiye’nin adeta şapka çıkardığı beklenmedik bir şampiyonluk olayı yaşandı Yeşil Rize’mizde... Bize bu gurur verici tabloyu yaşatan, her şeyi ile amatör olan futbolcularımızdan transfer ayında mirasyedi örneği milyonları harcayıp da, umduklarını bulamayan kulüplerin, bu başarımızdan alacağı çok ders vardır.

BİZİM EVLADIMIZ CESAR HOCA

Şampiyon marka Rizespor’un teknik direktörü Cesarettin Alptekin, on yıllık futbol yaşamında ve henüz 5 yıllık bir maziye sahip antrenörlük yaşantısında sürekli Yeşil-Mavili renklere hizmet vermişti. Rizespor tarihinde Birinci Lig hedefini vuran ikinci mutlu son, yakın geçmişin topçusu, dönemin tekin adamı, fakat her daim Rizesporlusu Alptekin’e çok yakışmıştı doğrusu.. Genç antrenör, 15 yıllık bu zaman diliminde Yeşil-Mavili yuvada üzüntüyü de sevinci de dolu dolu yaşadığı gerçeğine kalın bir alt çizgi çekiyor ve saha içi icra makamının başı şampiyonluk olayına şu yorumu katıyordu: “Futbolculuk yaşamımda Üçüncü ve İkinci Lig Şampiyonlukları’nı tatmıştım ama, öğretmen olarak ilk kez doyumuna ulaştığım sevinç ve başarı bu dönemki şampiyonluğumuzdur. Zira, beş yıllık antrenörlük yaşamımın son üç yılı A takımında geçti. Nihayet bu mutlu sona ulaştık. Bu başarımız tesadüf değildir. Birlik, beraberlik içerisinde yoğun bir çalışma dönemi geçirdikten sonra bu anlamlı ve mutluluk dolu başarıya ulaştık. Ligin altıncı haftasından beri önderliğimizi, yaş ortalaması 20 olan bir kadro ili sürdürdük. En yakın takipçimiz ile aramızdaki puan farkının da sekiz olması, ayrı bir başarı kaynağımızdır.  Amacımız, İkinci Lig’in diğer gruplarında şampiyon olan komşu Samsunspor ve Kayserispor karşısında İkinci Lig şampiyonluğunu elde etmek ve daha sonra da Trabzonspor ile Başbakanlık Kupası’nı oynamaktır. Her zaman olduğu gibi, bu konuda da tüm futbolcularıma güveniyor ve inanıyorum.”

ALTIN YILINI YAŞIYORDU

Yeşil-Mavili forma sırtında, tam 10 yıldır toz-toprak ve yeşil sahalarda Rize futbolunun hizmetkarı olan Hasan Fehmi Durmuş da, bu şampiyonluğun odağındaki isimlerin başında geliyordu. Hasan Fehmi ekibin kaptanıydı. Saha içinde takımı derleyip toparlayan, Rize bandıralı geminin idaresi ondaydı. Kaptan Hasan Fehmi, Elazığ maçının ardından, futbolun tam demini aldığı ve herkesin şampiyonluğu yudumladığı o coşkulu günlerde ağzından tane tane şu sözcükler dökülmüştü: “1979 yılında da İkinci Lig’de şampiyon olarak Birinci Lige çıkmıştık. İnanın o zaman bugünkü sevincimizi yaşamamıştık. Bu yılki şampiyonluğumuz bir başka, sözcüklerle tarif etmek mümkün değil. İlk kez bu dönem takımımda kaptan oldum ve bu yıl da dünya evine girdim. Kısacası bu yıl Rizespor gibi ben de ‘Altın yılımı’ yaşamaktayım.  Takımdaki tüm genç arkadaşlarımı bu başarılarından dolayı kutluyor ve bizleri her zaman destekleyen bu kalplerine basan cefakar Yeşil-Mavili taraftarlarımıza da şükranlarımızı sunuyorum. Ayrıca, bizlere dönem başından beri maddi ve manevi destek olan kulüp başkanımız Fehmi Ekşioğlu ve diğer yönetici ağabeylerime de takım arkadaşlarım ve şahsım adına teşekkür ediyorum. İkinci Ligin diğer grup şampiyonları Kayserispor ve Samsunspor’u da mağlup etme arzusu ve isteğindeyiz, inşallah bu isteğimiz de gerçekleşir.”

 

Fatih Sultan KAR / İST.

Bu habere ifade bırak!

  • 0
    KIZGIN
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    HAHAHA
  • 0
    ALKIŞ
YORUM EKLE