R?ZE: Birle?mi? Milletler (BM), gelecek bin yilin ye?ile dayali kalkinma hedeflerini belirliyor. BM Çevre Programi (UNEP) kapsaminda aralarinda Türkiye’nin de bulundu?u seçilmi? 50 ülkede çali?malar ba?latildi.
Sürdürülebilir kalkinma ve ye?il ekonomi hedefiyle BM Genel Sekreterli?i tarafindan, UNEP kapsaminda Ankara’da, ‘2015 Sonrasi Çevresel Sürdürülebilirlik Tematik Grup Çali?tayi’ düzenleniyor.
BM Tarafindan 1992 yilinda Rio de Janeiro’da düzenlenen ve Rio+20 olarak bilinen, ‘Çevre ve Kalkinma (UNCED) 1992 Birle?mi? Milletler Konferansi ve bu süreçten sonraki çali?malar kapsaminda, BM’ye üye 193 ülkede sürdürülebilir kalkinma hedeflerinin sa?lanmasi için ülkeler arasi i?birli?ini de ön gören çali?malar ba?latildi.
UNEP’in güçlendirilmesi hedefiyle, 2015 sonrasi ‘Binyillik Kalkinma Hedefleri’ çerçevesinde düzenlenen Ankara’daki Çali?taya, ülke genelindeki çe?itli üniversite, sivil toplum örgütleri, kurum ve kurulu?lar ile uluslararasi faaliyetlerde bulunan çe?itli kurulu?larin yaninda Derelerin Karde?li?i Platformu (DEKAP) da ça?rildi.
Ba?ta Do?u Karadeniz Bölgesi olmak üzere ülke genelindeki bütün vadi ve dereler üzerinde yapilmasi planlanan HES projeleri ile maden arama-çikarma ve ta?ocaklari gibi çali?malara kar?i demokratik ve hukuksal mücadele sürdüren ve tamamen ba?imsiz yerel bir halk hareketi olarak tanimlanan DEKAP’in, söz konusu Çali?taya davet edilmesi ise bu alanda verilen mücadelenin haklili?i ve etkisinin göstergesi oldu?u kaydedildi.
Çali?tay hakkinda bilgi veren DEKAP Sözcüsü Ömer Şan, BM Daimi Koordinatörlü?ü tarafindan, Ankara’da 28 Kasim 2012 Çar?amba günü düzenlenecek ve bir gün sürecek olan ‘2015 Sonrasi Çevresel Sürdürülebilirlik Tematik Grup Çali?tayi’ için davet edildiklerini belirtti.
BM Daimi Koordinatörü Shahid Najam’in davet mektubunda, söz konusu çali?malar kapsaminda belirlenen 50 ülke arasina Türkiye’nin de seçilmi? olmasinin, ‘Türkiye’deki çevre hareketleri ve verilen mücadele ile sürdürülen tarti?malarin da etkisinin oldu?unu’ belirtmesinin önemli bir vurgu oldu?unu anlatan Şan, Çali?tayin Türkiye’deki çevre ve ya?am mücadelesi açisindan da önem ta?idi?ini söyledi.

Şan, Çali?tayda, ba?ta HES projeleri olmak üzere maden arama ve çikarma, ta?ocaklari, termik ve nükleer santrallere kar?i verilen yerel halk mücadelesi, demokratik mücadele, hukuksal mücadele ve yargi kararlari, do?al ya?am alanlarindaki ekolojik çe?itlilik konularinda rapor ve çali?malar sunacaklarini söyledi.
Şan, ülke genelinde ya?am mücadelesi veren çe?itli platformlar arasindan sadece DEKAP’in söz konusu Çali?taya davet edilmesinin dikkat çekici oldu?una i?aret ederken; özellikle de Do?u Karadeniz Bölgesi’nden ba?ka bir kurum veya kurulu? ile sivil toplum örgütünün toplantiya ça?rilmami? olmasinin ise DEKAP’in üzerine dü?en yükümlülük ve sorumluluklari bir kat daha arttirdi?ini ifade etti.
HES’lere kar?i sürdürdükleri demokratik ve hukuksal mücadeleden hiçbir ko?ulda ödün vermeyeceklerinin altini çizen DEKAP Sözcüsü Ömer Şan, açiklamalarini ?öyle sürdürdü: “DEKAP olarak BM’Nin bu davetini önemsiyoruz. Bu çali?tayda da, tüm demokratik ve hukuksal mücadele ile yargi kararlarina kar?in, yapimi devam eden HES projeleri ve iletim hatlarinin yaninda, ta?ocaklari ve maden arama çali?malari gibi çe?itli projeler nedeniyle vadilerimizde katliam ya?andi?ini ve do?al ya?am alanlarimiza geri dönü?ümsüz zararlar verildi?ini anlataca?iz. Gözünü rant hirsi bürümü? payla?im guruplari, ülkemizin tüm su kaynaklarina, vadilerimize, derelerimize, do?al ya?am alanlarimiza planli bir ?ekilde saldiriyorlar. Her akarsuyumuz bir mal-meta gibi, ‘Su Kullanim Anla?malari’ ile 49 yilli?ina bu guruplara devredilmek suretiyle adeta satilarak, binlerce yildir hayat verdi?i co?rafyada karanlik tünellere hapsedilmek isteniyor. Oysaki su, hayatin en temel kayna?i oldu?u gibi bizim de dünümüz ve yarinimizdir! Derelerimiz, binlerce yildir bereketli tarlalarimizi suluyor. Ekmek oluyor, geçim oluyor, i? oluyor, a? oluyor... Vadilerimizde hayati yeniden ve yenileyerek var ediyor. Asla bo?a akmiyor! Do?al ya?am alanlarimiz geri dönü?ümsüz zararlar verdi?i bilimsel raporlar ve yargi kararlariyla ortaya konulan HES projeleri yenilenebilir enerji kayna?i olarak görülemez. Suyun ticarile?tirilmesinin altyapisi olarak geli?tirilen HES projelerinin asil hedefi enerji üretimi de?il; suya ve topra?a sahip olmaktir. Ya?amin temel kayna?i olan su, ticari bir mal de?il, tüm canlilarin ya?amini sürdürebilmek için ula?maya hakkinin oldu?u do?al bir varlik, ekolojik sistemin vazgeçilmez bir parçasidir. Tüm canlilarin sudan yararlanma hakki vardir. Hiçbir canli kendisinin su ihtiyacinin daha önemli oldu?unu ileri süremez! Su, bulundu?u ortamin asli unsurudur. Hiçbir ?ekilde yata?i de?i?tirilemez, bulundu?u alandan ba?ka bir alana ta?inamaz! Kullanim hakki hiçbir ?ekilde devredilemez! Do?al ya?am ile su ili?kisini dikkate almayan hiçbir karar, uygulama, yasal düzenleme kabul edilemez! Suyun kullanimi; ekolojik, çevresel, kültürel ve sosyal sürdürülebilirlikten uzak ele alinamaz. Canli türlerinin yok olma noktasindaki suyu ifade eden ‘Can Suyu’ kavrami veya böyle bir adalet anlayi?i kabul edilemez, ahlaki görülemez. Can Suyu tarti?masi dahi yapilamaz!.. Bunun için bu mücadelede hiçbir ko?ulda vazgeçmeyece?imizi bir kez daha vurguluyoruz. Bu çali?tayda da i?te bunlari dile getirece?iz” dedi.

