• 26 Nisan 2024 Cuma
  • Rize AÇIK
  • 00:00
    26 Nisan 2024 İmsak: Güneş: Öğle: İkindi: Akşam: Yatsı:

Rize Turizmine Devam Ediyoruz

Rize’nin Turizm değerlerini gazetemiz ‘Tek BAYRAK’ aracılığıyla yazı dizisi halinde vermeye devam ediyoruz.

Rize Turizmine Devam Ediyoruz

3 üncü bölüm yazımızda yine Turizm değerlerimiz ve bölgemizin önemli yerlerini gazetemizde detayları ile anlatmaya devam ediyoruz.

ARAŞTIRMA: Mustafa BAYRAK

FAUNA TÜRLERİMİZ

 Ormanlık alanda geyik, ceylan, bozayı, kurt, çakal, tilki gibi hayvanların yanı sıra çayırlık, fundalık alanda huş tavuğu, ur kekliği, yalçın tepelerde ise çengel boynuzlu keçi gibi türlere de rastlamak mümkün. Atmaca avcılığı ve yakalanan bu hayvanların eğitimi sonrasında yapılan bıldırcın avcılığı yöre kültüründe önemli bir yer teşkil etmekte. Görüldüğü gibi Rize turizmi, ziyaretçilere son derece önemli ve farklı seçenekler sunmaktadır. Bu turizm seçenekleri ile ilimiz, son yıllarda turizmdeki trendin desteğiyle yerli ve yabancı ziyaretçilerin ilgi odağı olmaya devam etmekte.

TARİHİ KALELERİMİZE İLGİ BÜYÜK

13.ve 14.yüzyıllarda Karadeniz ticareti milletlerarası bir hüviyet kazanmıştı. İtalyan şehir devletlerinden Venedik ve Cenevizliler ’in bunda etkisi fazla olmuştu. 4. Haçlı seferi ile (1204) İstanbul'a yerleşen haçlıları buradan çıkarmaya çalışan Bizans İmparatoru 8.Mihail Paleolog'a Cenevizliler ‘in yaptığı yardım karşılığında Karadeniz limanları Cenevizlilere açılır.

Cenevizlilerde kuzeyde Kefe olmak üzere Güney Karadeniz kıyılarında yeni koloniler kurdular. Köle ticaretinden, İpek Yolu ticaretine kadar her şeyi Karadeniz'den Akdeniz limanlarına ve Avrupa'ya taşıdılar. Kıyılarda yaptıkları kalelerde mal depolamayı ve güvenliği sağlamayı amaçladılar. 13. yy.' da Cenevizliler tarafından yapıldığı Rize halkı tarafından yaygın olarak dile getirilmektedir. Bugün Kale Mahallesi’nin bulunduğu tepede yer alan bu kale turistik amaçlı olarak kullanılmakta.

Vaktiyle denize kadar uzanan surlar deniz dolgusu nedeniyle SSK Hastanesi yanında son bulmakta.1532 tarihinde 31 muhafızın bulunduğu, kalenin kethüdası Hasan Siyahoğlu Aydın'dı. Tımarı Muzara Köyü’nde bulunuyordu. Bu Tımarların Kanuni Sultan Süleyman devrinin ilk yıllarında toplam miktarı 4’84 akçeydi.

Rize Kalesi, Aşağı Kale ve İç Kale olmak üzere iki bölümdür.

1-İç Kale: 150 m. yüksekliğinde doğal bir yükselti üzerinde kurulmuştur. Doğu Roma İmparatoru Jüstinyen zamanında (527–565) yapılmıştır.

2-Aşağı Kale: Zamanında iç kaleden kuzeydoğuya ve kuzeybatıya yanlara açılarak uzayan ve denize ulaşan surlarla çevriliydi. 13. yy.’da yapılmış olmalıdır.

Zil Kalesi:
 Ortaçağın sonlarında yapıldığı tahmin edilen kale Çamlıhemşin ilçesindedir. Çam ormanları ile kaplı bir vadiye hâkim bir noktada bir kaya kütlesinin üstüne moloz taşlardan inşa edilmiş. Duvarları 1,5-2 m. kalınlıktadır. Kalenin doğusu, güneyi ve kuzeyi doğal uçurum olup, yalnızca batı ve kısmen kuzeyde yüksek surlar bulunmakta. 3 tarafı uçurum olan Zil Kale’nin kesin yapım tarihi bilinmemekle. İpek Yolu üzerinde yapılan kalenin doğal şartlardan koruma amaçlı olarak yapıldığı biliniyor. Gemilerle Ardeşen ilçesine gelen ve Orta Asya’ya doğru gitmek isteyen tüccar ve tacirlerin bu yolu kullandığı İpek Yolu olarak bilinen bu yolda bir günlük yürüyüşün ardından yolcuların Zil Kale’de konaklaması için kalenin yapıldığı vurgulanmakta. Doğal yaşan ve yabanı hayvanlardan korunmak için Zil Kale’de kalan yolcular ertesi gün Zil Kale’den yollarına devam ettiği belirtiliyor.

Birkaç yıl öncesine kadar harap halde bulunan Zil Kale özüne uygun olarak restore edildi ve halka açıldı.

Kız Kalesi :
 Pazar İlçesi’nin batı girişinde denizin içerisine bir kaya üzerine inşa edilmiş olup, Bizans döneminden (M.S. 8. yüzyıl) kalmadır. Bu yapı, günümüzde tek bir gözetleme kulesiyle ayakta durmakta.

Kale-i Bala:
 Çamlıhemşin ilçesinin 40 km. güneyinde ve 150 m. yüksekliğinde bir tepenin üstünde kurulu olan kale m.ö. 200 yıllarında yapıldığı sanılmakta.

Kale-i Bala ise Zil kale de dinlenen ipek yolu yolcularının gün ışığından yararlanarak yollarına devam etmesi ve akşam konaklamaları için yapıldığı tahmin ediliyor. Zil kale gibi konaklama yeri olan Kale –i Bala ipek yolu yolcularının uğrak yeri durumunda olduğu biliniyor.
Ciha Kalesi:
 Pazar"dan yedi km. İçeride, Pazar Deresi vadisindeki Lamgo (Hemşin, Yücehisar Köyü) köyü civarında bulunmaktadır. Kale vadinin doğu tarafında bir tepenin güney yamacındadır. Kale duvarlarındaki taşlar rasgele dizilmiş gibi görünmekle beraber, duvar kalınlığı 2 m. yi bulmaktadır. Kalenin tam ortasında kulesi bulunmaktadır

 Yaylalarımız ve özellikleri:

CİMİL YAYLASI: İkizdere ilçesinden 32 km uzaklıkta ve 2350 rakımda bulunan Cimil yaylası modern inşaat yapısı ile dikkat çekiyor. Birçok iş adamı yetiştiren Cimil yaylası yayla olma özelliğinden çıkartılarak köy e dönüştürüldü. Yaz aylarında yoğun bir nüfusun yaşandığı Cimil mahalleye dönüştürüldü. Hayvancılığın ölü noktaya geldiği köyde çok az sayıda vatandaş hayvancılık yapmakta ve Cimil tatil köyü olarak kullanılmakta.

 Bazı yaşlı insanlar ise Cimilden ayrılmayarak yaz kış köyde kalırken kışa doğru boşalan köyde 15-20 kişiyi bulmak zor. Yaz aylarında cimil köyünün tepelerinde bazı aileler hayvancılık yaparken Sonbahar ayında ise köyde 4-5 aileden fazla kimse kalmıyor.

ANZER YAYLASI İSMİ İLE MEŞHUR

 Anzer deyince akla Dünyaca meşhur balı gelmekte, 1001 çeşit çiçek ve doğal güzelliği ile Dünyanın tanıdığı Anzer yaylasını birkaç satıra sığdırmak mümkün değil.

İkizdere ilçesinin en yüksek yaylalarından biri olan Anzer yaylası da Mayıs ayında başlayan yayla göçü ile dolmaya başlar, yaklaşık 3 bin arı kovan in in çıkarıldığı yaylada küçükbaş hayvan çoğunlukta olmak üzere az da olsa büyük baş hayvan çıkmakta.

 Anzer yaylasında belli bölgelerde yerleştirilen arı kovanları havaların iyi gitmesi ile dolmaya başlar, sisli ve yağışlı havalar arıların bal yapmasını engeller, iyi giden havaların ardından Anzer yaylası çiçek florası ile dolarak arıların da işini kolaylaştırır.

 Küçük ve büyük baş hayvanların daha çok anzer in yukarı kesiminde otlatıldığı çiçek florasına zarar vermemesi için Anzer de bal işi yapan vatandaşlar tarafından hayvanların belli bölgelere otlatılması bal üretimini artırır.

 Mayıs ayında başlayan Anzer göçü 15 Ağustos tarihine kadar sürer, bu sürede iki sağım yapan bal üreticileri iklim şartlarına göre verimin az veya çok olmasını kontrol ederler.

Kısa süren yaylacılık

 15 Ağustos tarihine kadar süren yayla göçü geriye dönüş ile başlar, öncelikle bal kovanları taşınmaya başlar kimi bal üreticileri peteklerini Anzer yaylasına bırakırken şekerleme ve çeşitli arı besleyiciler ile peteklerin ayakta kalmasını sağlarlar.

 Küçük ve büyük baş hayvan sahipleri de Ağustos sonu itibariyle hayvanlarını sahil kesimine doğru sürmeye başlarlar, artık Anzer de hayat bitmiş ve bir sezon daha kapanmıştır,

BAL DA GARANTI

 Anzer Ballı köy tarımsal kalkınma kooperatifi 100 üyesi ile birlikte Anzer yaylasında üretilen balların ilk sağımını Ankara Hacettepe Üniversitesi Biyoloji bölümüne tahlile göndererek bal içinde ki şeker ve diğer oranlarını ölçtürerek kaliteli ve kaliteye yakın balları ölçtürür, yapılan analizler sonunda Hacettepe Üniversitesi gerçek Anzer balı nin ölçümünü yaparak kavanozlarda bulunan balların ölçümlerini üzerlerine yazarak mühürleyip Kooperatife gönderir. Gelen ballar ile birlikte tahlilden geçmeyen ballar ise düşük fiyatlarla satılır.

YARIN: AYDER DOKUYU BOZDU

 

Bu habere ifade bırak!

  • 0
    KIZGIN
  • 0
    ÜZGÜN
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    İNANILMAZ
  • 0
    SEVDİM
  • 0
    HAHAHA
  • 0
    ALKIŞ
YORUM EKLE